Fazla yükleme yapılınca yavrularun minik dünyası tamamen sınavla dolup taşabiliyor. (Ben o konuda gençlere fazla, aşırı çalışmayın, yoksa vidalarda olduğu gibi yalama yapar diyorum.) Herşey tabii ki sınav değil, ama bir de onlara sorun, sanki yeryüzüne geliş nedeni sadece sınav oluveriyor. Yemek, içmek, sevgi, dostluk, gezmek, eğlence tamamı anlamını yitiriyor, dünyada tek gerçek var, o da sınav. [Bi Müsaade Sınavım Var (Çocuk, Genç, Yetişkin; Herkese…) Dr. Faruk Öndağ, Timaş Yayınları 11. Baskı, Aralık 2022, İstanbul.]
Halbuki insan;
Necisin?
Nereden geliyorsun?
Nereye gidiyorsun?
Sorularına cevap aramak mecburiyetindedir.
Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır; ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde ebedi hayata lâzım olan lüzumlu madeleri hazırlamakla vazifelidir.
İnsan yemek-içmek, sınava girmek, çoğalmaktan ibaret değildir ve olamaz.
Çok kıymetli cihazlarla donatılmış olan insan aslında bu dünyaya ahireti kazanmak için gönderilmiştir.
Tabii bu dünyaya gönderilmişken, tembel tembel, miskin miskin durması akıl karı değildir. Dünya ahiretin tarlası olduğu için ciddi çalışacaktır. Çünkü insana ancak çalıştığı vardır.
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası,
Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası. (Mehmet Akif Ersoy, Safahat, Seyfi Baba)
Teorikte bazı şeyler kolay. Ancak pratikte öyle olmuyor. Bir fikra.
Deveye sormuşlar:
-Yokuş yukarı mı gitmeyi seversin, yokuş aşağı mı?
Deve:
-Ya arkadaş, bunun düzü yok mu? Demiş.
Hayat da böyle. Bu dünya hayatında Yokuş yukarılar ve yokuş aşağılar çok.
Mühim olan sebatla bunların üstesinden gelebilmektir.
Düz dünyası yok. Düz, sakin, sorunsuz bir dünya belki de çekilmez olurdu.
Sıkıntılı durumlarda yaptığınız skor, hayattaki toplam skorunuzu belirleyecektir.