Ne olduysa oldu.. Bu sezon hem futbolda hemde basketbolda rahat rahat maç izleme şansımız olmadı. Nedeni açıkca ortada. İlgi, alaka, sevgi, saygı ve para… Gaziantep Futbol Kulübü bu lige kolay çıkmadı. Süper Lig yolunda Adil Konukoğlu’nun, Settar Konukoğlu’nun, Murat Güneri’nin ve o dönemdeki ekibin verdiği emekler çok büyüktü. Gecelerini gündüzlerine katarak bu takımın ilk yıl olmasada ikinci sezon Süper Lige yükselmesi sağlandı. Ama daha sonraki süreçte yeterli destek alınamayınca, yanlış transfer politikası ve yönetimsel sorunlar kulübü çıkmaza soktu. Neyse ki, imdada deprem yetişti. Bu sezon eğer ligde yola devam edilse belkide düşerdi. Ama, şu anda akılcı bir yol izlenerek gelecek yılın kurtarılması gerekiyor. Spor şehri diye övündüğümüz Gaziantep’in Süper Lig’de bir takımı olmazsa, siz istediğiniz kadar spor şehri deyip durun. Gerisi nafile.. Ne olursa olsun Gaziantep’in Süper Lig’de bir takımı olmak zorunda. Yoksa, milyar dolar ihracatta yapsanız, spor tesisleri de yapsanız yine boş. Bu şehrin en büyük reklam aracı futbol ve Süper Lig… Ekonomik kriz sadece futbolu değil, aslında yılların takımı basketbolu da vurdu. Boray Dai’nin büyük emek verdiği basketbol bu sezon iyide transfer yapmasına rağmen maalesef ekonomik sorunlar orayı da vurdu. Deprem sonrasında yola devam eden Basketçiler maalesef sıkıntı yaşadılar. Neyse ki, son iki maçı kazanarak moral bulduk ama, kalan maçlarda ne yapıp edip bu takımın ligde kalması gerekiyor. Onun için Memik Yılmaz ve yönetiminin biran önce harekete geçmesi şart oldu. Haa, onların da harekete geçmesi için verilen sözlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Tabi önümüzde bir seçim süreci var. 14 Mayıs sonrasında ne olur bilemiyorum ama, futbol ve basketbol adına hayırlısı olsun. Fakat, spor şehri olmak içinde takımlarımızın yaşaması gerekiyor. Bunun için kenetlenme, el ele verme zamanı. Siyasilerin, spor adamlarının, biz basın mensuplarının, taraftarınların takımlarımız için ne yapılması gerekiyorsa yapmak zorundayız.. Çünkü, sporsuz bir şehir mutlu olamaz..