- Bu yazı tüm sınava girecek öğrencilere atfedilmiştir, tabiri caizse yüklenmiştir.-
Yazımın başlığı bir türküden alıntının değiştirilmiş halidir. Türküde: “ Bayram gelmiş neyime, Kan damlar yüreğime.” şeklinde geçer.
Acaba öğrencilerimiz de sınavlar için böyle mi düşünüyorlar? Aslında sınavlar sadece bir “sınav”dır. Dünyanın sonu değildir. Cennete giriş pasaportu, kurtuluş beratı değildir. Altı üstü bir sınavdır. Herşeye kıymeti nisbetinde, oranında değer vermek gerekir. Zaten dünya meydanı da bir sınav alanı değil midir? “Dünya ahiretin tarlası” değil midir?
O halde yapılacak sebeplere teşebbüs edip çalışmaktır. Mevcut kapasitemizi tam kullanmaktır. Ayrıca arabalarda olduğu gibi turbo özelliğinizi de kullanabilirseniz, o zaman nur üstüne nur olur.
Öğrenci olarak insanlar görevlerini yaparsa hem ebeveynlerini, hem öğretmenlerini, hem akrabalarını, hem arkadaşlarını vs memnun etmiş olurlar.
Acaba ders çalışmak çok zor bir şey mi? Hayır, katiyen ve asla.
İnsan düzenli ders çalışıp tekrar ederse Ferhat’ın Şirin için dağları delmesi gibi, tüm sınavları hallaç pamuğu gibi atar.
Demek ki sabreden derviş, muradına ermiş. "Sabır, ferahlık ve genişliğin anahtarıdır." Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa, sabret; çünkü sabır genişliğin anahtarıdır. Eğer büsbütün zora, dara düştüysen sabret. Sabır ise, zorlukların anahtarıdır. “Acele şeytandan, teenni (bir işte acele etmeyip, bir düşünce dairesinde hareket etme) ve sabır Allah 'tandır.” Gayret bizden Tevfik ve inayet Allah’tandır.
İnsanlar, eğer gayret ne kadar kıymetli, önemli olduğunu bilselerdi bir dakikalarını boş geçirmezlerdi. Çalışmaktan kim bıkmış? Çalışmanın zevkine varılınca insan boş durmaktan sıkılır hale gelir.
En büyük seyahatler bir adımla başlar. İnsan “Bismillah” deyip dersinin başına oturmalıdır.
Eğer zaman ayrılıp, gayret gösterilirse zamanla anlamadığımız problemlerin çoğunu çözebiliriz. Akıllı insan kendi aklını daha akıllı insan başkalarının aklını da kullanır. Başarısız olduğumuz derslerde özellikle fen bilimlerinde bizimle frekansı tutan, konuya hakim olan hocalardan destek almalıyız.
Ayrıca sınavlarda uzun okuma parçalarını çözmekte kolaylık olması için çok kitap okumalı ve hızlı okuma ile ilgili kitap ve kurslardan yararlanmalıyız. Aynı metni aynı sürede iki defa okuyabilmek bizi akranlarımız arasında öne çıkarır. Bunun gibi kitapları daha önce okumuş olmak kesin olarak soruyu cevaplandırmayı kolaylaştırır.
Bir örnek verelim: Meşhur hikaye yazarımız Ömer Seyfettin’in “Yalnız Efe” diye bir hikayesi var. Tabii buradaki efe bir kadın. Siz bu hikayeyi okudunuzsa, yalnız efenin ismi sorulduğunda ismini anında bilirsiniz. Neydi ismi? Kezban.