Geçtiğimiz hafta Sivasspor maçının sonrasında Erol Bulut ile ipler, gönül bağı, takım bağı, taraftar bağı, basın bağı, şehir bağı kopmuştu.
Ve tam beş gün boyunca kendisi, avukatları ile sözleşme feshi için şehrin valisinden, belediyesine, organizesinden, Ankara, İstanbul bağlantılarına kadar uğraşıldı. Fakat para, dolar, Euro, lira, sterlin, frank her türlü pazarlığa rağmen Cuma gününe kadar böyle bir ortamda tesiste ekibi ile kaldı. Düşündüm bu kadar usta para taktisyeni isen neden bu ustalığını 10 maçtır galip gelemeyen takım üstünde göstermedin.
Artık iş öyle bir hal aldı ki, hepimiz sıkıldık.
Ve takım böyle bir ortamda Ankaragücü deplasmanına gitti. Birde zaten kısıtlı bir kadronun üstüne Tosca'da benden bu kadar deyip İtalya'nın yolunu tuttu.
Rakip Türkiye Kupasında Beşiktaş'ı elemiş, deplasmanda Konyaspor gibi bir takımı yenmiş ve kutu gibi 16 bin kişilik full stadda adeta arenada aslanların önüne çıkan gladyatör gibiydi.
Herkes merak, herkes endişeli, herkes tedirgindi. Böyle olmasıda normaldi. Çünkü başkanı yok, yönetimi yok, teknik direktörü yok, parasal krizleri ayyuka çıkmış, bir haftada üç tane başkan adayı mesai yapmış.
Ben bile stada adımı attığımda inanılmaz gerildim ve tedirgin oldum. Bu ortamda Erdal Güneş komutasında Günay kaptanlığında inanılmaz savaştılar. Bu galibiyet öyle Konyaspor deplasmanındaki gibi tesadüfi son dakikalarda gelen gol gibi değildi. Maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar rakibe oyununu güçlü şekilde kabul ettiren, onları sindiren, taktiksel anlamda, oyun disiplini, savaşan, yardımlaşan bir takım. Direkleri döven, golleri kaçıran, Gökhan'nın kurtarışlarıyla yıldızlaştığı ve buna rağmen Papy ve Figuero'nun golleriyle gelen muhteşem galibiyet.
Sonrası mı ;
Anlatılmaz yaşanır. Öncelikle bir avuç yönetici, basın mensupları ile bizlerin bütünleşmesi. Sonrası Güneş etrafında futbolcuların kutlaması, taraftarlar ile birlikte marşlar, unuttuğumuz tezahüratlar ve görüntüler.
Gaziantep havaalanında karşılama. Takım sanki kupa kazanmış ve Avrupa'da tur atlamış gibi şov.
Bunun anlamı şu bu galibiyeti Erol Bulut ile kazansaydık ne şehir, ne taraftar bu reaksiyonu gösterirdi.
Bu başka bir şey. Bu artık Erol Bulut ve benzerlerinin yaptığı parasal ve şehirden kopuk, kendini beğenmiş kibirli ve ailece Fener, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor gibi tiplere vetonun yüksek perdeden tepkisiydi.
Şimdi artık başkan ve yönetim olmasada Tosca'yı gönderen, Erol Bulut'un parasını kuruşu kuruşuna ödeyip gönderen üst akıl bugünden tezi yok Hatayspor ve Antalyaspor maçlarının sonucunu beklemeden sözleşmesini yapıp güçlü bir şekilde süper lig hocası ve tek adam olarak lanse etmelidir.
Bakın artık bu şehir basını, taraftarı, spor kamuoyu ile ithal teknik direktörü şehre getirebilirsiniz ama tesislere sokmazlar haberiniz olsun.
Evet;
Taraftarlar karar sizin. Bulutlu günler mi ?
Güneşli Günler mi ?
Sizde güçlü bir şekilde sosyal medyada ve Çarşamba günkü Hatayspor maçında destek verin.