1970'li yıllarda bir nesil onu sahanın ortasında " bir baba hindi " ile tanıdı.
Daha saha topraktı, maç öncesi itfaiye sahayı sular ve sonrasında takımlar ve hakemlerden önce sahanın ortasına çıkar ve " siyah-kırmızı, en büyük antep " tezahüratları ile taraftarları coştururdu.
Çok değil daha beş yıl öncesine kadar kırmızı ve siyah renklerin peşinden koştu.
Tam 50 yıl boyunca Gaziantepsporun peşinden koştu. Kırıkkale ile şampiyonluk maçında o vardı. Sevinçten ağladı.
Vanspor deplasmanı ölüm kalım, küme düşme maçında o vardı.
Roma'yı yenerken o vardı.
Ali Şahindal, Muhittin Göymen, Halil Havar, Halil Kırmızı, Ahmet Yılmaz, Ata Aksu, Celal Doğan, İbrahim Kızıl varken o vardı. Onlar gittiler, o gitmedi, o sevdasının, armasının, formasının peşinden deplasman, iç saha koştu.
İlginçtir herkes Gaziantepspor'dan maddi, manevi fayda sağlarken o Almanya'dan Gaziantep'e döndüğünde takımı zor duruma düşünce altındaki son model arabasını satıp parasını kulübe hibe etti.
Fatih, Turgut, Murat, İsmail, Koçero, Abdullah Çevrim, Mehmet Polat, Küçük Hüseyin, Tuğrul, Ömer, Hasan Yiğit, Batista, Marcello, Osmair, Coulibaly varken o da vardı. Onlar gittiler, o hep stadda yerini aldı.
Üç kızı ve oğlunu maçlardan, antremanlardan, deplasmanlardan arta kalan zamanlarda okşadı, sevdi ve gördü. Çünkü onun tek aşkı ve işi Gaziantepspor'du.
Uğruna 50 yılda yüzlerce maç deplasman, antreman kampa gitti, binlerce kilometre yaptı. Evinden oldu, işinden oldu, eşini ihmal etti, çocuklarını ihmal etti.
Ve dün tek gözlü antep evinde hayata ve çok sevdiği renklere, takımına veda etti.
Mezarlıkta tabutunun başında yıllarca bu şehrin takımı için ses verdiği, nefes verdiği, uğruna hayatını verdiği takımın ne başkanı, ne yönetimi, ne futbolcusu, ne siyasetçisi, ne bürokrasisi hiç kimse yoktu.
Bir yeni yönetici Mehmet Özsayıcı, bir eski yönetici Çetin Katırcıoğlugil ve birde ben ile amigo arkadaşları ve Gaziantepspor gönüllüleri.
Tabutunun üstüne ismi yazılı Gaziantepspor forması, bayrağı kondu ve eşi ile tek oğlu, üç kızı feryat figan ederken " Hani şükrü uğruna ömrünü verdiğin takımdakiler " diye ağlıyordu.
Sahi biz ne ara bu hale geldik.
Ama 1969 yılında kurulan takımı, Kamil Ocak Stadını tarihe gömen amigo Şükrü'yü 10 kişi gömmüş çokmu.
Yazıklar olsun Gaziantep futbol camiasına.
Geçenlerde yazmıştım Malatya deli denilen Mercedes Kadirine valisi, belediye başkanı, bürokrasisi, esnafı, takımı, şehri ile birlikte sahip çıkmış ve tam 20 bin kişi ile cenazesi kaldırılmış ve büstü yapılmıştı.
Ya biz ?