ADAMIN BİRİ
Maç sanki Arjantin ile Fransa arasında değil, günümüzün efsanesi Messi ile geleceğin efsanesi Mbappe arasında oynandı. İlk 70 dakika Messi’nin di, son 20 dakika Mbappe’nin oldu. Arjantin’in hocası Scolani, yanında oturttuğu Di Maria ile oyuna başlayarak adeta oyunun ve skorun kaderini değiştirdi. Di Maria önce penaltı aldı, sonra şık bir gol attı. Scolanin hamlesi “cuk” oturmuştu.
Arjantin 2-0 öne geçtiğinde ortalıkta ne Fransa nede geleceğin efsanesi Mbappe vardı. Messi orkestrası çalıyor, Arjantin tango yapıyordu. Scolani iki golün kahramanı Di Maria’yı çıkartıp yerine savunma oyuncusu aldı. Yani “Ben artık skoru koruyacağım” dedi.
Oysa Scolani futbolun korkaklara yüz vermediğini bilmeliydi. 70 dakika sahada gözükmeyen Mbappe, o ana kadar yapmadığının çok daha fazlasını iki dakika içinde ve sonrasında yaptı. Arjantin’in tangosu sustu. Artık Fransa horozlanıyordu. Uzatma dakikalarında maç iki tarafa da gitti geldi.
Arjantin normal sürede kazanacağı kupayı penaltı atışlarında kaybedebilirdi. Ama biz efsaneleri konuşurken, Arjantin kalesi Martinez sahneye çıktı. Müzik susmamalı, tango durmamalı idi. Martinez bunu sağladı.
Fransa’nın 2-0 dan dönüşüne saygı duysam bile Messi adına mutluyum. Son 15 yıldır futbol dünyamıza renk, keyif, heyecan katan Lionel Messi’ye borcumuz vardı. Dünya futbolu bu kupa ile Messi’ye borcunu ödedi.
DİYOR….
———————————
KARGAYI GÜLDÜRENLER
• İspanya’daki Marinaleda kasabasının sosyalist Belediye Başkanı Juan Manuel Sanches Gordilo 30 yıldır başkanlık görevini sürdürüyor.
• Klibinde oynattığı oyuncunun eski eşi Kaya Çilingiroğlu’na benzetilmesi üzerine Hülya Avşar: ”Hiç ilgisi yok. Biraz burnuyla bağdaştırıldı. Kaya daha çok yakışıklı. Belki de karga burunlu seviyorum” dedi.
• Türkiye’nin en çok kaçak telefon bulunan illerinin başında gelen Gaziantep’teki vatandaşlar, kayıt ücretlerinin 3 katına çıkacağını duyunca Kuzey Irak, Kıbrıs ve Batum’a hücum etti.
• TV spikeri Zeynep Kasımlıoğlu: “ Bu akşam oynanacak olan BJK-GS derbisinin sonucu henüz belli değil” dedi.
• Müziği ve çılgınları ile dünyayı kasıp kavuran Miley Cyrus “Kadınlar çok romantik komedi izliyor. Ama filmlerdeki erkekler gerçek hayatta yok. Erkeklerde çok fazla porno izliyor. Fakat o kadınlarda aslında yok” dedi.
• Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesinde, bir hastaya kolonoskopi için 1,5 yıl sonrasına randevu verildi.
• Şarkıcı Güllü, Aleyna Tilki için :”Hiç sevmiyorum, arabesk okuyamıyor. Sönecek bir balon” dedi.
———————————
HAFTANIN SÖZÜ
AYA ÇIKAN İNSAN İLE İLETİŞİM KURABİLECEK SİSTEMLERİ GELİŞTİRMİŞ BULUNUYORUZ. BUNA KARŞIN, ÇOĞU KEZ ANNE KIZIYLA, ZENCİ BEYAZLA, İŞCİ İŞVERENLE VE DEMOKRASİ KOMİNİZMLE KONUŞAMIYOR
HADLEY READ
——————————
YENİ YIL MESAJI
Ben her yeni yılın Tanrı’nın bizlere armağanı olduğunu düşünürüm. Armağanı iyi kullanmanız dileklerimle kutlarım yeni yılınızı
——————————
HAFTANIN PORTRESİ
EROL DOĞANER
FOTOĞRAF PEŞİNDE BİR ÖMÜR
Yaşamımız anılardan ibaret. Kimimiz anılarımızı yazarız. Kimimiz hafızamızda saklarız. Yazdıklarımız zamanla sararıp solar, hatta arşivlerde kaybolup gider. Ama fotoğraflarsak anılarımızı ölümsüzleştiririz.
İşte bu ölümsüzleştirme peşinde bir ömür yaşayan biri hem şehrimiz Erol Doğaner. 1960 doğumlu. Beş kardeşin en küçüğü. Evli, 2 kız çocuğu büyüttü. M.Rüştü Uzel Teknik Anadolu Lisesi mezunu. Babası ebediyete göçünce kazandığı mimarlık tahsili hayal oldu. Otomotiv sektörünün en çok satanları arasında olan markanın 40 yıldır bayisi olan firmanın sahibi. Sakin, sevecen, duygusal, azimli biri.
Başarılı bir iş adamı olmanın yanı sıra çok yönlü birisi. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında üye. Motor sporları Kulübü ve İpekyolu Fotoğraf Sanatı Kulübü kurucusu. Başarılı bir Tenis oyuncusu. Motor sporlarında ve teniste kupalar kazandı.
Erol Doğaner’i sizlere tanıtmaya çalışmamın asıl nedeni fotoğrafa olan aşkı. Küçük yaşlarda başladı fotoğraf çekmeye. Hevesle başlayan heyecan giderek büyük bir tutkuya dönüştü. Öyle ki Atatürk Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü’ne devam edip 3 onur belgesi ile mezun oldu.
Fotoğraf tutkusu 2011 yılından sonra “Vahşi Yaşam Fotoğrafı” çekmeye döndü. Kenya, Uganda, Botswana, Sabi Sabi, Brezilya, Pantanal, Montana gibi yerlere defalarca giderek hayalini gerçekleştirmek için yoğun çaba sarf etti. Bir kare Leopar fotoğrafı çekebilmek için üç kez Kenya’ya gitti.
Yaşamını fotoğraf çekmeye adayan Erol Doğaner; FIAP, GPU, FOTON, GİFSAD, ANAFOD gibi pek çok fotoğrafçılık derneğin üye. Kültür Bakanlığı 0nu fotoğraf sanatçısı belgesi ile ödüllendirdi. Fotoğraf sanatına katkılarından dolayı GAGİAD tarafından sanat ödülüne layık görüldü. 2020 yılında Türkiye’de Vahşi Yaşam ve Doğa konusunda yılın fotoğrafçısı seçildi. Uluslararası patronajlı fotoğraf yarışmalarındaki ödül ve derecelerinden dolayı; FIAP tarafından EFIAP, GPU tarafından ise CROWN2 ve CR2 unvanları ile ödüllendirildi. Çalışmalarından dolayı Sille Sanat Sarayı ve Altınoran Düşünce ve Sanat platformu tarafından Onursal Üyelik unvanı verildi.
Erol Doğaner 2 yıldır Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar fakültesinde fotoğrafçılık dersi veriyor. Bir çok ulusal ve uluslararası fotoğraf ve resim yarışmalarında jüri üyeliği yaptı. 8 kişisel sergi açtı ve pek çok karma sergide eserleri yer aldı. Fotoğrafları yerli ve yabancı pek çok dergide yayınlandı. “Vahşi Rüya” isimli fotoğraf kitabı ikinci baskıya hazırlanıyor. 200 civarında eski fotoğraf makinası arşivi var. Umarım onlarla bir fotoğraf müzesi kurar.
Tam sohbetimizi bitirmek üzere iken duvardaki leopar resmi dikkatimi çekti. “Nerede çektiğini” sordum. Cevap şaşırtıcı idi. “ Yeni hayalimden biri”
Başladı anlatmaya. “Dünyada yaşayan 7 kedi cinsi var. Bunların yedisinin de fotoğrafını çeken 10 kişi var dünyada. Ben; Çita, Leopar, Aslan, Kaplan, Puma, Leopar’ı fotoğrafladım. Tek çekmediğim hayalet kedi olarak anılan Kar Leoparı. Onu da fotoğraflayıp 11 nci fotoğrafçı olmak hayalinin peşindeyim”
Hayallerinin peşinde olan insanları oldum olası severim. Hem de bunları gerçekleştirirken işini aksatamamışsa. Yakında yeni hayallerle karşımıza mutlak çıkacaktır Erol Doğaner.