“ İslam ve Kardeşlik Sempozyumu” 08.12.2022 Perşembe günü GAÜN Atatürk Kültür Sahnesi'nde yapıldı. Öğleden sonraki ikinci oturuma Prof. Dr. Mahmut Çınar başkanlık yaptı. Bediüzzaman’ın yazdığı uhuvvet (kardeşlik) ile ilgili eseri Prof. Dr. Şadi Eren yorumladı. Prof. Dr. Şadi Eren’in sempozyumdaki konuşmasının konu başlığı “Uhuvvet Risalesi Çerçevesinde İslam Kardeşliği” idi. Şadi Hoca önce ayetle başladı: “Müminler ancak kardeştir.” Tevhid-i imanî (iman birliği), elbette tevhid-i kulübü (kalplerin birliğini) ister.
Bizi biz yapan ve bir arada tutan sebepler: Her ikinizin Hâlıkınız bir, Mâlikiniz bir, Mabudunuz bir, Râzıkınız bir.. bir bir, bine kadar bir bir. Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir.. bir bir, yüze kadar bir bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir.. ona kadar bir bir…
Zincir ve örümcek ağı. Bu kadar bir birler birlik ve beraberliği, sevgi ve kardeşliği iktiza eder. Bunlar kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak manevî zincirler kuvvetindedir. Kin ve düşmanlığa sebebiyet veren durumlar ise, örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeylerdir. Âdi küçük taşlar, Kâ'be'den daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud'dan (Uhud Dağından) daha büyük olamaz. Bir gemide dokuz masum ve bir cani olsa, o gemi batırılmaz.
“Hiçbir günahkar başkasının günahını çekmez.” En’am 6:64 "Dostun dostu dosttur." Bir göz hatırı için çok gözler sevilir. Senin üzerine haktır ki: Her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı. Fakat her doğruyu demek doğru değildir.
Düşmanlıktan kurtuluş. Eğer hasmını (düşmanını) mağlup etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Fena bir adama "İyisin iyisin" desen, iyileşmesi ve iyi adama "Fenasın fenasın" desen, fenalaşması çok vuku bulur. “Mü'min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle (zorla hükmederek) değil, belki lütufla (iltifatla) ıslahına çalışır.” "Dünya öyle bir meta' (kıymetli eşya) değil ki, bir nizaa (kavgaya, çekişmeye) değsin." "İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: -Dostlarına karşı mürüvvetkârane (cömertlikle, iyilikle) muaşeret (karşılıklı iyi ve güzel ilişkiler kurma) -ve düşmanlarına sulhkârane (barış içinde) muamele etmektir (davranmaktır)." Hâfız-ı Şirazî Tesadüm-ü efkâr (Fikirlerin çarpışması); Hak namına, hakikat hesabına veya Firavunlaşmış nefs-i emmare (Kulu, Rabbinden uzaklaştırarak kötülükleri işlemeye tahrik eden en aşağı durumdaki isyankar nefis) hesabına olabilir.
"Haricî (dış) düşmanların zuhur (meydana çıkması) ve tehacümünde (hücum etmesinde) dâhilî (iç) adavetleri (düşmanlıkları) unutmak ve bırakmak" gerekir. İki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de döğebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı müvazenede (dengede) bulunsa; bir küçük taş, muvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. Ey ehl-i iman (İman ehli, Müslümanlar)! İhtiraslarınızdan (hırslarınızdan) ve husumetkârane (düşmanlık yaparcasına) tarafgirliklerinizden (taraf tutmalarınızdan) kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. “Bu zamanın en büyük farz vazifesi, ittihad-ı İslâmdır (İslam Birliğidir).”