Evde, insanların kendi hanesinde, yuvasında erkek kral, kadın kraliçedir. Zaten karı-koca evde kraliçe, kral olamazsa dışarıda hiç olamaz. Bu arada evde ailenin süsleri, gülleri, misleri çocuklar varsa onlar da prens veya prensestirler.
Olduğu gibi görünmek göründüğü gibi olmak.
Her zaman önce kendimizi düzeltmek. Karşısındakini düzeltmeden önce kendimizi düzeltmek. Kendimizin düzelmeye ihtiyacımız olduğunu bilmek.
Cenap Şahabettin’in “Başkası düştü mü 'Çürük tahtaya basmasaydı' deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük olmasından şikayet ederiz.” Sözü bakış açısına göre yorumların nasıl değişebildiğinin ispatıdır.
Allah için sevmek esas olmalıdır.
Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, Allah için hüküm vermek. Yani bir konuda hüküm verirken adil olmak lazımdır.
Amelimizde, uygulamamızda Allahın rızası esas olmalıdır. “Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. Rızası dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.” Prensibi bize iki dünya saadetini kazandırır.
"Müminin mümine bağlılığı, parçaları birbirini tutan bina gibidir." Hadis-i Şerif
Bu hadisin yorumu diyebileceğimiz şu ifadelere bir bakalım:
Bir taş, taşlığıyla beraber, kubbeli binalarda ustanın elinden çıkar çıkmaz başını eğer, arkadaşıyla birleşmeye meyleder ki, düşme tehlikesinden kurtulsunlar. Maalesef, insanlar yardımlaşma sırrını anlamamışlar. Hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar!
"Bir göz hatırı için çok gözler sevilir." Bu söz hem eşimize karşı davranışlarımızda hem de yakın akrabalarla münasebetlerimizde kulağımıza küpe olmalıdır. Biz eşimizden dolayı onun başta anne-babası ve akrabalarına hürmet, sevgi, saygı göstermeliyiz.
"Dostun dostu dosttur." Bu söz de dostları, dostlukları artırmaya teşvikçi olmaktadır. En önemli dostluk iman ve İslamiyet dostluğudur.
Her ikinizin Yaratıcınız bir, Sahibiniz bir, Mâbudunuz bir, Rızk veren bir-bir, bir, bine kadar bir, bir.
Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir-bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir-ona kadar bir, bir.
Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, barış ve ittifakı, muhabbet ve kardeşliği gerektirir. Ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirlerdir.