Kişilerin yaşamı boyunca karşılaştığı sağlık problemlerine bağlı olarak çeşitli klinik belirtiler meydana gelebilir. Bu belirtiler hastalıkların teşhisinde anahtar rol oynar ve tanı için gerekecek laboratuvar veya görüntüleme yöntemlerinin belirlenmesinde yardımcıdır. Tedavi sürecinde hastalığın iyileştirilmesi ile birlikte kontrol altına alınması veya tamamen giderilmesi hedeflenir. Hastalık belirtileri arasında sık görülenlerden biri üşümedir.
Üşümek Nedir?
Üşüme hissi, vücutta aşikâr bir neden olmadan vücudun soğuk hissedilmesi olarak tarif edilebilir ve sıklıkla vücut kaslarının ritmik kasılıp gevşemesiyle karakterize titreme ile birliktelik gösterir. Üşüme meydana gelen kişilerde kasların gerginleşmesinin yanında cilt altı damarlarda da kasılmaya bağlı cildin soluklaşması ve soğuması meydana gelebilir. Üşüme hissi çeşitli sağlık sorunlarının varlığında önemli bir klinik belirti olarak karşımıza çıkar. Bu bakımdan ateşle birlikte olan üşüme hissi enfeksiyon hastalıkları açısından anlamlı olabileceği gibi farklı sağlık sorunlarının seyrinde de üşüme görülebildiğinden ek inceleme yapılması gerekebilir.
Üşüme Hissi Neden Olur?
Vücudumuzun yaşamını sürdürebilmesi için vücudu oluşturan hücrelerimizin yaşamsal fonksiyonlarını ve biyokimyasal olayları en uygun koşullarda devam ettirmesi gerekir. Bu koşullar arasında yeterli sıvı varlığı, ortam pH değeri, ortam sıcaklığı gibi parametreler sıralanabilir. Vücudumuzun ideal sıcaklığı 35,5 ila 37,5 arasında belirlenmiş olup ortalama 36,7 olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında olan değerlerde hücrelerin fonksiyonları bozulmaya başladığı gibi çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir.
Vücudun ideal sıcaklığı beynimizin belirli merkezlerinin çalışmasıyla düzenlenir. Hipotalamus adı verilen ve vücudun otomatik olarak gerçekleşen iç organ fonksiyonlarının düzenlenmesinden sorumlu olan beyin merkezi kan dolaşımı vasıtasıyla vücut sıcaklığı sürekli ölçerek çeşitli yollarla sıcaklığı ideal aralıkta tutar. Ancak bazı hastalıklarda bu sıcaklık ölçümü ve kontrol mekanizmalarında aksaklıklar yaşanabilir. Bunun sonucunda vücudun hedeflediği sıcaklık değerleri değişebilir ve kişide ateş ortaya çıkabilir.
Ateş gelişmesi halinde vücut sıcaklığı normalin üstüne çıkacağından kişi, bulunduğu ortam sıcaklığını ideal olmasına rağmen daha düşük hissetmeye başlar. Bu ise üşüme hissine neden olur. Bunun dışında vücut sıcaklığının algılanmasında bozukluklar, vücut sıcaklığının normalden çok düşmesi, sıcaklığı algılayan sinir hücrelerinin zarar görmesi gibi problemler sonucunda da üşüme hissi ortaya çıkabilir. Üşüme hissi çok çeşitli sağlık problemlerinin varlığında izlenebilen bir klinik belirtidir; aşağıda bu problemler özetlenmiştir:
Solunum yolu enfeksiyonları: Burun mukozası, geniz, yutak, gırtlak gibi üst solunum yolları veya bronş, bronşiyol, akciğer dokusu gibi alt solunum yollarını etkileyen virüs veya bakteri enfeksiyonlarında iltihaplanmanın derecesine göre üşüme görülebilir.
Mide-bağırsak enfeksiyonları: Mide ve bağırsak dokusunu etkileyerek iltihaplanmaya yol açan ve kusma-ishal yoluyla sıvı kaybına neden olan virüs veya bakteri enfeksiyonlarının seyrinde üşüme izlenebilir.
İdrar yolu enfeksiyonları: Üretra, mesane gibi alt idrar yollarının enfeksiyonlarında iltihaplanmanın düzeyine bağlı olarak üşüme görülebilir. Bunun yanında enfeksiyonunun daha yukarı bölgelere ve böbreklere ulaşması halinde titremeyle yükselen ateşin yanında ciddi üşüme semptomu izlenebilir.
Menenjit: Beyin zarlarının iltihaplanması anlamına gelen menenjit enfeksiyonlarında yüksek ateşle birlikte üşüme titreme meydana gelebilir. Menenjite benzer şekilde iç organların diğer enfeksiyonlarında (kalp zarı iltihaplanması – endokardit, karaciğer iltihabı – hepatit gibi) üşüme ortaya çıkabilir.
Hipotiroidi: Tiroit bezinin yeterli miktarda tiroit hormonu üretememesi halinde hipotiroididen söz edilir. Bu durumda vücudun metabolizmasının düzenlenmesinden sorumlu hormonların yetersizliğine bağlı olarak metabolizma hızı azalır. Sonuçta daha az kalori tüketimiyle vücut sıcaklığı düşer, dokuların canlılığı zayıflar, cilt soluklaşarak cilt altı damarlar büzüşmesi gerçekleşir. Tüm bu süreçlerin sonunda hastada yaygın üşüme şikâyeti gelişebilir.
Romatolojik hastalıklar: İltihaplı eklem romatizması (romatoid artrit), lupus gibi romatolojik hastalıklarda iç organlarda ve diğer dokularda yaygın iltihaplanma gerçekleşebilir. İltihabi reaksiyona bağlı vücut sıcaklığı arttığından kişide ortam sıcaklığının düşük hissedilmesine bağlı üşüme görülebilir.
Kansızlık (anemi): Kan dolaşımında solunumla alınan oksijenin dokulara ulaştırılmasında görevli kırmızı kan hücrelerinin miktarındaki yetersizliklerde, kansızlıktan veya anemiden söz edilir. Ciddi anemi durumunda dokulara yeterli miktarda oksijen sunulamadığından metabolizma olumsuz etkilenir ve sonuçta metabolizmadaki düşüklüğe bağlı üşüme şikâyeti gelişebilir.
Vitamin ve mineral eksiklikleri: Kansızlığa benzer şekilde vücut sıcaklığının düzenlenmesinde etkili mekanizmalarda aksaklıklara yol açan belirli vitamin veya minerallerin yetersiz alınması halinde üşüme görülebilir.
Kalp-damar hastalıkları: Cilt damarlarının damar sertliği gibi kalp-damar hastalıklarına bağlı fonksiyon kaybına uğraması sonucunda vücudun belirli bölgelerinde üşüme şikâyeti ortaya çıkabilir.
Diyabet: Kan şekerinin kontrolsüz şekilde uzun süre yüksek seyretmesi durumunda el ve ayaklarda sıcaklık ve dokunma hislerinden sorumlu sinir hücreleri zarar görür. Sonuçta hastada el ve ayaklarda üşüme hissi ortaya çıkabilir.
Böbrek hastalıkları: Şeker hastalığına benzer şekilde böbrek yetmezliği durumunda sinir hücreleri için toksik olabilecek maddelerin kan düzeylerinin artmasına bağlı üşüme şikâyeti gelişebilir.
Hipotermi: Vücut sıcaklığının 35,5 ve altına düşmesi halinde doğrudan üşüme hissi meydana gelir.
Üşüme Tedavisinde Neler Yapılır?
Üşüme hissinin gelişmesinde etkili olan altta yatan hastalığa bağlı olarak üşümenin giderilmesinde uygulanacak tedavi farklılık gösterir. Özellikle enfeksiyonlar veya vücut sıcaklığını artırabilen diğer iltihaplı hastalıklarda görülen ateşin çeşitli ilaçlar veya yaşam tarzı değişiklikleri ile düşürülmesi üşüme hissinin giderilmesinde etkilidir. Bunun dışında kalan durumlarda altta yatan sebebin spesifik tedavisi uygulanmalıdır.
Ateş düşürücü etkiye sahip ilaçlar, enfeksiyonların ve diğer iltihabi rahatsızlıkların tedavisinde sıklıkla kullanılır. En yaygın kullanımı olan ateş düşürücüler arasında asetaminofen veya parasetamol, ibuprofen gibi steroid dışı anti-inflamatuvar ilaçlar ve aspirin yer alır. Bunun dışında vücudun koltuk altı, kasık ve boyun gibi kıvrım bölgelerine yerleştirilen soğuk uygulamaları ile vücut sıcaklığının normal sınırlara çekilmesi mümkündür. Hastalık dönemlerinde ılık duş alınması yararlı olabilir.
Hipotiroidi ve diyabet gibi dahili hastalıklarda altta yatan nedenin tedavisinin uygulanması önemlidir. Hipotermiye bağlı üşümelerde vücut sıcaklığının kademeli olarak yükseltilmesi gerekir. Besin yetersizliğine bağlı gelişen üşüme durumlarında yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığının kazanılması tedavide esastır.