Peygamber Efendimizin (sav) "Serine erdim, sırrına eremedim Ya Ali" iltifatına mashar olmuş, her şeyin ötesinde alemlerin nuruna yaratıldığı Efendimizin latif gönlüne girmiş sadık ,nazenin bir dost hz Ali. Bir gün Efendimize"Cebrail Aleyhisselam size kaç defa geldiyse bana iki misli geldi deyince , Efendimiz de nasıl diye sormuş, cevaben Sen ilmin şehirsin ya Resûlallah, ben kapısıyım, şehre gelen kapıdan girer ve aynı kapidan çıkar" diye hem aklen hem nazmen latife etmiştir.
Yine bir gün hazreti Ali mimberde cemaate arşıâlâ'nın aşağısından yeryüzüne kadar ne varsa bana sorabilirsiniz, gönlümde derya gibi nice ilimler vardır deyince meclisten biri kendince hazreti küçük düşürmek isteyerek bir soru sormak için seslenir .Hazreti Ali niyetini anlayıp beni zora düşürmek, imtihan etmek için değil bir şeyler öğrenmek için sor deyince
... Adam beni buna sen zorladin deyip devam eder , Ya Ali sen hiç Allahı gördün mü ? diye sorar.
Hazret görmediğim Rabbe ibadet etmem der, tekrar sorar peki nerde gördün !! deyince. O muhteşem cevabı alır,
Olmadığı yeri gösterin.. adam bayılır yere yığılır.
Alacağın cevaba göre merakını yönlendir haddi aşmadan dayanabileceğin ölçüde cevapları ara, önce kalp kabını genişlet sonra nasibini ara ve sonuna kadar doldur, aşk ile doldur ki sende her baktığının öncesinde ve ötesinde her iki dünyada ve cümle alemde gözünde perde olsa da, olmasa da yalnız Allahı gör. Vesselam.
HAYIRLI CUMALAR dilerim.