Üst üste kazanan Gaziantep Futbol Kulübü, Galatasaray deplasmanında eliyle maçı rakibe verince hesaplar terse döndü. Haftalardır kendi sahasında oynayamayan Gaziantep FK, yine Hatay’da yine üç puan peşinde. Bu kez rakip Ümraniye. Bizlerde her zaman olduğu gibi görev aşkı diyerek soluğu Hatay’da aldık. Ekip tamam gözler artık sahada. Maçın ilk yarısında bizleri şaşırtan Gaziantep FK, saldım çayıra mevlam kayıra hesabı. Ümraniye sanki tek kale maç yapıyor. Gaziantep ise bırak gol atmayı rakip kaleye gitmekten aciz… Bir tek Maxim ile bir gitti geldi başka bir şey yok. Ümraniye ise sayısız Gaziantep kalesini yokladı. Adeta maç Günay ile Ümraniye arasında oynandı. Savunmada Papy Djilobodji olmasa belki ilk 45 dakika farklı bir skorla bitecekti. İyiki Günay ve Papy Djilobodji var. Fakat anlamadığım o koşan, mücadele eden, hırslı, istekli takım gitmiş yerine bitkin ve oynamak istemeyen bir takım gelmiş. Acaba ne oldu bilmiyorum ama, sanki maçtan önce bir şeyler yaşanmış olacak ki, hem şeref tribününde hemde sahada bir mesaj vardı. İkinci 45’e tek değişiklik ile başlayan Gaziantep FK’nın umuduna 59. Dakikada penaltı yetişti. Maxim nefes aldırdı golüyle Gaziantep ekibine. Penaltı penaltı olmasa da gol goldür. Ama şu bir gerçek Gaziantep Futbol Kulübü bugün ileriye çıkmakta gerçekten güçlük çekti. Golden sonrada kalan bölümde rakip baskı kurarken Gaziantep sadece kendisini savundu. Yeni girenler umut olmayınca “1-0 olsun bizim olsun” diyerek kendimizi avuttuk. Ve Buda yetmedi. Penaltılar sonucu belirlerken Gaziantep iyi oynamadığı maçtan tek puanla ayrıldı. Tabi kötü oynarken puan almak önemli ama böyle giderse puanda olmayacak. Dilerim bu maç ve bu oyun Gaziantep FK’ya bir ders olsun. Hadi penaltı olmasaydı ne yapacaktı bu takım. Herşeye rağmen puan önemli ama birazda temkinli olmakta fayda var.