Önce “Bir doktora yazılan mektuptan hayatın ve hayata hizmeti önemi hakkında bir kısa bölüm:
“Biliniz ki, yaratılanlar içinde en kıymetli olan, hayattır. Ve vazifeler içinde en kıymetli, hayata hizmettir. (Doktorlar insan hayatına hizmet eder, insan sağlığı için uğraşır.) Ve hayata hizmetler içinde en kıymetlisi, fâni hayatın bâki hayata değişmesi için çalışmaktır. Şu hayatın bütün kıymeti ve ehemmiyeti ise, bâki hayata çekirdek ve başlangıç ve esas olması yönündendir. Yoksa ebedi hayatı zehirleyecek ve bozacak bir tarzda şu fâni hayata nazarını, zamanını ayırmak, ani bir şimşeği daimi bir güneşe tercih etmek gibi bir deliliktir.
Hakikat nazarında herkesten ziyade hasta olan, maddî ve gafil doktorlardır. Eğer Kur'ân’ın kutsi eczanesinden çare olacak imani ilaçları alabilseler, hem kendi hastalıklarını, hem insanlığın yaralarını tedavi ederler. İnşallah senin şu uyanman senin yarana bir merhem olduğu gibi, seni dahi doktorların hastalığına bir ilâç yapar. Hem bilirsin, kederli ve ümitsiz bir hastaya manevî bir tesellî, bazen bin ilâçtan daha ziyade faydalıdır.” Hayatın önemi ve hayata hizmetin önemi bu şekilde özetlenmiş.
Dr. Cüneyt Arkın’dan bahsedelim: Lise döneminden sonra maddi zorluk içindeki babasının 'Bu kadar okumak yeter' demesi Fahrettin'in aklına yatıyordu. Okuldan arta kalan zamanlarda pazarcılık dahil birçok iş yaparak evin geçimine yardım etmeye devam ediyordu. Üniversite için başka bir şehre gitmek demek hem eve para getirememek hem de ek masraf demekti.
Annesiyle ablası, Fahrettin'in okuması konusunda ısrarlı davranarak babasını ikna etmeyi başardı. Okuyup doktor çıkacak olması Fahrettin Cüreklibatır'ı da heyecanlandırınca ver elini İstanbul... Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez sahnesinde olduğu gibi. Adam, Haydarpaşa Garı'nın kapısından çıkar; bir elinde tahta valizi, diğer elinde yorganı... İşte o sahneyi gerçekten yaşayan milyonlarca kişi arasında Fahrettin Cüreklibatır yani Cüneyt Arkın da vardı.
Fahrettin Cüreklibatır, üniversite sınavına girmek için geldiği İstanbul'da Sirkeci'de bir otele gitti. Sabah gireceği sınav için ders çalışması gerekiyordu ama aynı odada kaldığı 3 kişi ışıkları söndürmesini istedi. Mum ışığında çalışarak girdiği sınavda İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni en iyi 3'üncü puanla kazandı.
Fakülteye kayıt olduktan sonra 6 kişiyle birlikte tuttukları dairenin kirasını ve okul masraflarını karşılayabilmek için bulaşıkçılık, garsonluk yapan Fahrettin Cüreklibatır, fakültenin son sınıfında ise hocalarından biri olan Prof. Cihat Abaoğlu'nun bulduğu bakımevindeki işte yaşlı hastaların beslenmesinden ve altlarının temizlenmesinden sorumluydu. 1961'de fakülteden mezun olan Fahrettin Cüreklibatır, hocalarının İstanbul'da kalması yönündeki telkinlerine kulak tıkayarak Anadolu'da çalışmak istedi. Bu yöndeki talebi üzerine tayini Adana'nın Feke köyüne çıktı. Cüreklibatır'ın köydeki ilk işi kendisine gösterilen bir ahırı sağlık ocağına dönüştürmek oldu.
Dr. Cüneyt Arkın, nasıl hayat kurtardı?
Cüneyt Arkın, askerlik görevinden sonra hiç doktorluk yapmasa da tıp eğitimiyle bir hayatı kurtardı. Hayatını kurtardığı kişi, çoğu filmlerinin yapımcısı Türker İnanoğlu... Yıl... 1976. 'Kara Murat' serisinin 5'inci filmi olan "Kara Murat Şeyh Gaffar'a Karşı" çekiliyordu. Başrolde Cüneyt Arkın... Çekimlerin yapıldığı Büyükdere civarında bir çiftlikte sete mola verildikçe film ekibi genellikle top oynardı. Yine böyle bir molada filmin yapımcısı Türker İnanoğlu'nun göğsüne şiddetli bir top geldi. O anda nefesi kesilen Türker İnanoğlu, yere yığılarak bayıldı.
Tıp diploması olan Cüneyt Arkın, koşarak Türker İnanoğlu'nun yanına gelip kalbini kontrol etti. İnanoğlu'nun kalbinin durduğunu fark eden Arkın, kalp masajı yapmaya başladı. Cüneyt Arkın, birkaç dakika boyunca yaptığı kalp masajıyla hem patronu hem de yakın dostu Türker İnanoğlu'nun kalbini yeniden çalıştırmayı başardı. İnanoğlu, daha sonra sete gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Türker İnanoğlu, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı; "İlk müdahaleyi Cüneyt yapmış. Düştüğüm yerde kalbime masaj yapmış. Duran kalbi çalıştırmış. Beni hemen ambulansla hastaneye götürüyorlar. O zaman kendime geldim. Eğer Cüneyt müdahale etmeseydi, ambulansla hastaneye yetiştirilmeseydim, 5'inci Kara Murat benim yarısına kadar çektiğim ve yapımcılığını yaptığım son film olacaktı. Yani Cüneyt müdahale etmeseymiş, ölebilirmişim." https://www.haberturk.com/cuneyt-arkin-ile-ferhat-gocer-in-doktorluk-anilari-3004309