Gaziantep Türkiye’nin İstanbul’dan sonra en büyük, “Rant” şehirlerinin başında geliyor. Arsa mı? Sağlık mı? Kara para mı? Ve buna benzer bütün rantlarda Gaziantep’in adı mutlaka gündemden düşmüyor. Her gün Gaziantep yeni bir şeyle uyanıyor. Akşama kadar da yalan, dedikodu ve iddialar varmış gibi anlatılıyor. Ben gazeteciliğe başladığım günden bu yana ilk yalanı Gaziantep Lisesi yanında 1980 yıllarında bulunan bir galeride şehrin belli başlı çok zengin kadınlarının aralarında okey oynandığı gündeme gelmişti. Bu kadar basit bir olay Gaziantep’te günlerce konuşulup durdu. Yine o yıllar içerisinde biliyorsunuz Gaziantep Üniversitesi diye bir şey yoktu. Ne vardı, Ankara’daki ODTÜ’nün Gaziantep kampüsü vardı. Bu kampüste okuyan biri kız biri erkek iki öğrenci bir ağacın altında birlikte oturdukları ve sohbet ederken bir kaç vatandaşın görmesi sonucu adeta “Seks kasetleri” çıkmış gibi günlerce konuşuldu. Hep söylüyorum Türkiye’de ve Gaziantep’te gündem yer yarılsa üç günü geçmez. Yine son günlerde kamuoyunda o kadar çok yalanlar konuşuluyor ki, biz bile bu yalan ve dedikodulara yetişemiyoruz. Hep şu hikaye anlatılır. Gaziantep’e bir paşa atanmış, paşada Gaziantep’e geldiğinde eski Kalealtındaki yola Naib hamamı bölgesine, “Keçehane yokuşu” derlerdi. Paşa buradan çıkarken bir yalan atmış, Arasa’da bir berbere traş olmak için geldiğinde söylediği yalana Tabakhaneye geldiğinde söylediği yalana kendiside inanmış.Yani Gaziantep yalana, dedikoduya, kıskançlığa, iftiraya, olmayan bir şeyi gündeme getirmek, küçük olan bir olayı büyütmeye hiçbir şehirin Gaziantep’e ulaşamayacağına inanıyorum. O nedenle son günlerde konuşulan olaylarla ilgili gerçeği hiç kimse bilmiyor. Doğrusunu açıklayan yok. Herkes birbirine sözler söyleyerek gündem yaratmaya devam ediyor. Birde Gaziantep’in neden yalancı ve dedikoducu olduğunu da son olarak noktalayalım. Biliyorsunuz Gaziantep olarak Cumhuriyet’ten önce Halep’e bağlı bir ilçeydi. Bu nedenle, yalan ve dedikodu Arap’lardan bize geliyor. Arap toplumu da, yalan, dedikodu ve iftira yapmayı sever. Çünkü, Suriye’deki yaşam modellerinde devletin insanları un, şeker, yağ vererek iş yapmayı değil, çalışmamayı yönlendirmiştir. Durum böyle olunca da, yalan rüzgarı Gaziantep’e oradan gelme olarak görüyorum. Nereye kadar Gaziantep’te yalan dedikodu devam edecek merakla bekliyorum.
PAHALILIK GAZİANTEP’TE PEK KONUŞULMUYOR
6 aydan bu yana Türkiye’de en çok gıda ve konut aşırı bir şekilde zamlanıyor. Biliyorsunuz halkın hammadesinin başında gıda geliyor. 1-2 ay zamlarla ilgili konuşuldu edildi, şimdi bakıldığında zamlar gündemden düşmüş. Yine marketlerde ve diğer alışveriş merkezlerinde kalabalıklar artmaya devam ediyor. Gaziantep’te vatandaşlar paramız yok diyor ama markete girdiğinde herşeyi alıyor. Gaziantep’te restoran ve lokatantalarda yer bulmak kolay değil. Aynı zamanda Mütercim Asım, Gaziler caddesi ve AVM’ler tıklım tıklım dolu. Kafelerde gece yer bulmak hiç mümkün değil. Gördüğüm kadarıyla Gaziantep’te bir ekonomik sıkıntı olmadığını tahmin ediyorum. O nedenle, artık Gaziantep’in gündeminde ne pahalılık ne ekonomi hiçbir sıkıntı yokmuş gibi herkes yoluna devam ediyor. Diyorlar ki, Gaziantep’te birşey en fazla 40 gün sürer. Vallahi alıştık.