Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel seçimlerine normal şartlarda 13 ay gibi bir süreç kaldı. Ancak 25 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken seçimlerin sonbaharda olma ihtimali kuvvetlendi. Geçtiğimiz Cumartesi günü üç siyasi parti miting düzenledi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul-Maltepe’de, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan Gaziantep’te, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Adana’da gençlik şöleni adı altında miting programı düzenledi. Mitinglere kaç kişi katıldı ve bu sandığa nasıl yansır soruları hep karşımıza çıkmıştır. CHP’nin mitingine kimisine göre 50 ile 60 bin kimisine göre 550 ile 600 bin kişi katıldı deniyor. DEVA’nın mitingine kimisine göre 3 ile 5 bin kişi kimisine göre 20 ile 25 bin kişi katıldı. Ak Parti’nin gençlik şöleni mitingine ise kimisine göre 25 ile 30 bin kişi kimisine göre 120 bin kişi katıldı deniyor. Tabi bu rakamlar kararsız seçmenleri kendi tarafına seçmek için yapılan adımlar olarak görüyorum. Ben sayılara takılmayacağım çünkü iki meydan ve biri stadyumda yapılan mitinglerde yeteri kadar kalabalıklar vardı. Bu kalabalıkların önemli olan sandığa yansımasıdır. Meydanlar doldu taştı diye çalışmayı bırakan partiler kaybedecektir, ancak meydanları dolduran ve her zaman sahada olan siyasi parti ve temsilcileri kazanacaktır. Önümüzdeki süreçte bunları 85 milyon olarak göreceğiz.
Sorunların çözümünü kamuoyuna sunan öne geçer.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde tek başına seçim kazanmak imkansız hale geldi. Birden fazla siyasi partinin seçim öncesi ittifak yapması ve bu siyasi partilerin söylemlerinin bir olmasıyla artık seçim kazanılabilinir. 85 milyon yurttaşımızın alım gücünün en aza indiği dönemi yaşıyoruz. Zenginin servetini arttırdığı ve fakirinde daha da fakirleştiği bir dönemdeyiz. Bu süreçte ekonomi politikalarında vatandaşları ikna eden siyasi partiler ve ortakları bir adım öne geçecektir. Tabi hukuk, dış politika ve göçmen sorunu da iktidara talip olacaklar için kamuoyunda güven oluşturması gerekmektedir.
Dip dalga gelir mi?
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerde ekonomik krizin etkisinden bulunan vatandaşların iktidar ortaklarını sandığa ezmesiyle tek başına gelmişti. Aradan geçen 20 yılın sonunda daha büyük ekonomik krizle karşılaşan ülkemizde tarih tekerrür eder mi? Sorusuyla karşı karşıya kalmıştır. Şimdi yeni bir dip dalga gelir mi? Diye düşünebiliriz.
Bakalım Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.