Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Üniversitesi, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin (FSMWÜ) iş birliğinde Millî Mücadele sürecine ilişkin edinilen verileri değerlendirmek ve anlatmak amacıyla “Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar Sempozyumu” 25 Aralık Gaziantep Savunması Kahramanlık Panoraması ve Müzesi’nde başladı. Millî Mücadele’nin 100’üncü yılı kapsamında TÜBA ve FSMVÜ iş birliği ile yürütülen Millî Mücadele’nin Yerel Tarihleri Projesi neticesinde yayınlanması planlanan dizinin ikinci bölümünde, akademisyenler ve yerel tarihçiler tek çatı altında toplandı, Millî Mücadele’nin yerel tarihleri ile ilgili mevcut bilgiler değerlendirildi.
2 gün ve 3 oturumdan oluşacak sempozyumda “Antep Savunması”, “Batı Anadolu’da Millî Mücadele”, “Güney Cephesi” konu başlıklarından yola çıkılarak Millî Mücadele’nin yerel düzeyde daha ayrıntılı incelenmesi sağlanacak. Oturumlarda Türkiye’nin dört bir yanından gelen tarihçi ve akademisyenler yer alacak.
"Gün yüzüne çıkan yeni bilgiler yeni bir dille aktarılmalı"
Açılışa, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Erdem Güzelbey, Gaziantep Valisi Davut Gül, Türkiye Bilimler Akademisi Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Andı, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa Göleç katıldı.
Sempozyumun açılış töreninde konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Erdem Güzelbey, Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar Sempozyumu’nu önemsediklerini belirtti. 17-19 Aralık’ta Gaziantep’in Kurtuluşu’nun 100’üncü yılı münasebetiyle bir sempozyum organize edeceklerini dile getiren Güzelbey, programdaki katılımcı kadrosunun aynı şekilde Gaziantep’te misafir etmek istediklerini söyledi. Güzelbey, “Millî Mücadele bilindiği üzere 3 cepheden oluşur. Gaziantep’te Güney Cephesi’nde yer alıyor. Mücadele süresince birçok cami, yapı ne yazık ki yok oldu. Biz de bu harabe şehirden bugünlere gelirken verilen örnek vatanseverlik tavrını sanayimizle, yereldeki iş birliğimizle güçlendirerek Gaziantep’i bugünlerimize getirdik. Büyükşehir Belediyesi olarak yereldeki diğer kurum ve kuruluşlarımızla yaptığımız iş birliği ile 25 Aralık Panorama Müzesi hayat buldu. Tabi bu müze, bir günde gerçekleşmedi, yaklaşık 10 yıllık bir süreçte bu yapıya kavuştu. Tarihçilerimizin, sempozyumlarla açığa çıkardıkları bilgileri yeni bir dille anlatmamız gerekiyor. Görsel ve teknoloji dili kullanılarak insanımıza ulaşmamız edindiğimiz tecrübeyi aktarmamız noktasında toplumumuza daha büyük yararlar getirecektir. Gaziantep’te bunu bu müzeyle başardığımızı düşünüyoruz. Çünkü şu anda müzeye olan ziyaretçi sayımız bin civarına ulaşmış durumda. Bir Gaziantepli olarak Millî Mücadele’de vefat etmiş, şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” şeklinde konuştu.
"Milli mücadelenin anlatılması ve yaşatılması çok önemli"
Sempozyuma katkı sağlayan bütün paydaşlara teşekkür ederek konuşmasına başlayan Gaziantep Valisi Davut Gül, şunları kaydetti: “6317 şehidimiz var. Müslüman nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin şehit olduğu bir şehirde yaşıyoruz. Bunun anlatılması ve yaşatılması çok önemli. Bu toprakları bize emanet eden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize, sağlık sıhhat diliyorum” dedi.
"Hedef mücadelenin yerel düzeyde daha ayrıntılı incelenmesi"
Türkiye Bilimler Akademisi Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise "Bugün burada Türk Millî Mücadelesinin 100’üncü yılını idrak etmekteyiz. 2 yıl önce 19 Mayıs’ın 100’üncü yılını kutladık. 1 yıl sonra da Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını idrak edeceğiz. Devletimiz, Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti sırasına dayanarak devamlılık ilkesinin sürdürebilir kılındığının güzel bir örneğidir. Bu projede emeği geçen paydaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar projesi, Türkiye Bilimler Akademisi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi iş birliğinde yürütülen bir projedir. Bu organizasyonda Millî Mücadele’nin yerel düzeyde daha ayrıntılı incelenmesi konusunda yol izlemekte. Basma kalıp ya da yüzeysel ortalama tespit ve değerlendirmelerin ötesindedir" ifadelerini kullandı.
"Milli mücadele bizi biz yapan kesittir"
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Andı, "Tarih, tanımı gereği geçmişten farklıdır. Geçmişte olmuş ama olup bitmemiş şeylerin karşılığıdır tarih. Olmayan bir geçmiş tarih değildir. Bu yüzdendir ki bütün yaratılanların içerisinde geçmişini idrak eden yalnızca insandır. Tarih, yaşamakta olduğumuz hayata tesir etmeye devam eden bizi duygulandıran, sevindiren, üzen, pişman eden bir geçmişin bilgisidir. Tarih, yaşadıklarımızı izah eden ve hatta onları normalleştiren, meşrulaştıran bir bilgidir. Bu yüzden bir kere yapılsa da tekrar ve tekrar yazılmak zorundadır. Her devirde toplumlar kendi ihtiyaçları ve donanımları doğrultusunda tarihte yeniden ve yeniden yüzleşmek zorundadır. Toplumlarda bireyler, başlarına gelen her şeyi hatırlamazlar. Olmak istedikleri şeyi, olabilmek için hatırlamaları ve unutmaları gerekenleri seçerler. Toplumsal bilinç, insanları birlikte hatırlayıp birlikte unutmaları yönünde inşa edilir. Sadece kendi yaşadıklarını hatırlayan birey, belki fert olabilir ama şahsiyet olamaz. Birlikte hatırlamayan insanlar aile ve millet olamazlar. Millî Mücadele bizim birlikte hatırladığımız tarihimizdir. Bizi biz yapan geçmişimizin, önemli bir kesitidir. Farklılıklarımızın bizi ne kadar ayrıştırsa da Millî Mücadele kavramı üzerinde buluşulur. Millî Mücadele yalnızca bir tarihin olayı değildir. Millî mücadele aynı zamanda kültürel ve siyasal bir kavramdır" dedi.
İlk ve en önemli diplomatik başarı elde edildi
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa Göleç ise “Ne güzel bir tesadüf ki tam 100 yıl önce bugünlerde Millî Mücadele’nin ilk büyük askeri başarılarına müteakip ilk ve en önemli diplomatik başarılarından biri elde edildi. 20 Ekim 1921’de Ankara Anlaşması imzalandı. Güney Cephesi’ndeki savaş resmen sona ermiştir. Antep, Maraş, Urfa; Gazi, Kahraman ve Şanlı unvanlarını resmen elde etmeye hak kazanmıştır. Bugün bu mutlu hadisenin 100’üncü yıl dönümünü idrak ediyoruz. Bu hadisenin köşe taşlarından biri olan Millî Mücadele, modern Türkiye’nin oluşumundaki en önemli olgu olmuştur. 30 Ekim 1918’den 29 Ekim 1923 ile geçen 5 yıl, tarihimizin başka hiçbir dönemi ile karşılaştırılamaz. Ne mutlu ki devletimiz, resmî kurumlarımız, üniversitelerimiz, yerel yönetimlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız Millî Mücadele’nin 100’üncü yılı ile ilgili olarak çalışmalar yürütüyorlar. Bu dönemin ve hadiseyi hatırlayarak anlamak ve anlatmak için ne yapılsa az. ‘Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar’ projesi ve bugün proje kapsamında gerçekleştirmekte olduğumuz sempozyum, bu çalışmaların bir örneğidir. Millî mücadele konulu Türkçe literatür, dönemin ağırlıklı olarak siyasi ve askeri gelişmelerden ibaret bir süreç olarak anlatıyor. Ancak milli Mücadele’nin toplumsal ve yerel boyutları, yeterince değerlendirilmiş değil. Anadolu’nun dört bir yanından şehirlerimiz, halkımızın farklı kesimleri bu mücadeleye bir şekilde katılmış, Millî Mücadele’nin doğrudan veya dolaylı olarak şahitleri olmuşlardır. Ülkemizin her köşesinden evlatlarını cepheye gönderen anne ve babaların, kardeşlerin, eşlerin, çocukların hafızaları yaşanan ama ne yazık ki hakkıyla yazılamayan bir tarihin kaynaklarıdır. Onlar, nüfusları azalan, ekmekleri eksilen, yaşadıkları yerler harabeye ve viraneye çevrilen yine de bu varoluş mücadelesini canları ve mallarıyla büyüten insanlarımızdır" ifadelerine yer verdi.
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın ise "Tarihten ders çıkarmalıyız. Bu millet Millî Mücadele ile ayaktan kalan bir millettir. Bugün de yarın da biz, Millî Mücadele’yle ayakta kalacağız. Ben de bu coğrafyanın bir insanı olarak verilen mücadeleleri biliyorum. Ama dediğim gibi tarihimizden ders çıkarmamız, tecrübeyle yola bakmamız gerekiyor" diye konuştu.