Gaziantep Özel ANKA Hastanesi Uzman Diyetisyeni Gülen Mavi Canlı, Kurban Bayramı’nda sağlık sorunları yaşamamak için et ve tatlı tüketimine dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyardı. Kurban Bayramı’nda düzenli beslenmenin sağlık problemleri riskini azaltacağını vurgulayan Canlı, şu önerilerde bulundu:
“Kurban bayramında, et tüketiminin artması, öğün düzeni ve sayısında değişiklik olması, kronik hastalığı olan bireylerde sağlık problemlerine neden olabilmektedir. Özellikle bu dönemde şişmanlık, kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon, mide rahatsızlığı ve benzeri kronik hastalığı olan bireylerin beslenmelerine özellikle dikkat etmeleri, aşırı yağlı etler yerine, az yağlı etleri tercih etmeleri gerekmektedir.
Hamurlu tatlılar yerine ise, sütlü ve meyve içeren tatlılar tercih edilmelidir Kurban Bayramı’nda sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına özen gösterilmeli. Bu bakımdan kurban etinin ne miktarda, nasıl ve ne ile birlikte tüketileceğini bilmek, sağlıklı saklama, hazırlama ve pişirme yöntemlerini uygulamak hastalıklı insanlar kadar, sağlıklı bireyler için de önemlidir. “
Uzman Diyetisyen Canlı, kurban eti tüketilirken etin niteliği yanında nasıl pişirileceği, hangi koşullarda saklanacağı, ne kadar tüketileceği ve hangi besinlerle birlikte tüketilmesi gerektiğine de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kurban etleri parçalar halinde temiz kaplara konularak ve öncelikle güneş görmeyen serin bir yerde, 14-16 santigrat derecelerde, 5-6 saati geçmeyecek şekilde bekletilmelidir. Bekletme sırasında etlerin hava alması sağlanmalı ve bu süre sonunda oda sıcaklığına ulaşan etler buzdolabına kaldırılmalı, 4 ve 5 santigrat derece arasında muhafaza edilmelidir. Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesine ve parçaların büyüklüğüne göre değişmekle beraber, normal buzdolabı koşullarında en fazla 3-4 gündür. Ancak, etler kıyma haline getirilirse bu süre 1-2 gün kadardır. Etler bütün olarak değil, küçük parçalara bölünerek, yağlı kağıda veya buzdolabı poşetine sarılarak derin dondurucuda muhafaza edilmeli, bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta (-2 derece) birkaç hafta, derin dondurucuda ise (-18 derece) 3 - 4 ay süreyle saklanabilir. Etler yemek içinde tamamen kullanılacak şekilde parçalara ayrılarak buzluğa konulmalı, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalı, derin dondurucuda saklanan eti çözdürürken oda ısısında değil, buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenmelidir. Etin, iyi kalite proteinin yanı sıra yağ, demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi mineraller özellikle B12, B6, B1 ve A Vitaminleri de içermektedir Ancak etin içeriğinde bulunan yüksek oranda doymuş yağlar kan kolesterol düzeyini yükseltir ve koroner arter hastalıklarına zemin hazırlayabilir. Bir yetişkin için tüketilmesi gereken günlük et miktarı yaklaşık 90-120 gram olup bu miktarın aşılmaması gerekmektedir. Bu bakımdan bayram sürecinde etin tüketilen miktarında olağandışı artış olmamasına dikkat edilmelidir. Et ve et ürünlerinin özellikle C ve E Vitamini içermediği için sebzelerle birlikte tüketilerek, etin içindeki demirin emiliminin arttırılmasını sağlamaktadır. Tahılların, B1, B6, B2 vitaminleri, amino asitler, doğal lifler ve yağ asitleri, magnezyum, çinko, potasyum gibi önemli mineralleri içerdiğinden ekmek, pilav, börek ve çorba gibi besinlerin et birlikte uygun miktarda alınması gerekmektedir. Süt ve ürünleri, protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 vitamini olmak üzere birçok besin öğesinden zengin olduğu için yoğurt, cacık, ayran gibi süt ve süt ürünleri de etle birlikte alınması geren besin öğelerindendir. Mide ve bağırsak rahatsızlıkları olan bireyler etleri hemen değil, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra tüketmelidir. Et ile yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli, ilave yağ eklenmemelidir. Etin kızartılması ve ızgarada pişirilmesi, kanserojen maddelerin oluşmasına ve B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına sebep olmaktadır. Eti ızgaraya fazla yaklaştırarak pişirmek, etin dış yüzeyin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak, besin öğesi kaybını artırmaktadır. Bu nedenle pişirme yöntemi olarak kızartma ve çok yüksek ısıda pişirme yerine haşlama ve ızgara yöntemleri kullanılmalıdır” diye konuştu.