Alerjik bireylerin sayısı dünyada hızla artıyor. ABD’deki Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (CDC)1997-2007 yılları arasında besin alerjisinin dünyada yüzde 18 oranında arttığını ve çocukların yüzde 3,9’unu etkilediğini bildirdiğini ifade eden Uzm. Dr. Deniz Kulak Gedik, Besin Alerjisi Farkındalık Haftası nedeniyle besin alerjisi konusunda aileleri uyardı.
Besin alerjisi kişide sadece bir kez küçük bir kızarıklık şeklinde bulgu vermiş ve atlatılmış olabileceği gibi günlerce ishal, beslenememe, gelişme geriliği ve hatta hayatı tehdit eden boyutlarda görülebilir.Kişinin alerjik bünyesi yıllarca sessiz kalabileceği gibi yoğun kanlı ishallere neden olan besin alerjisine zamanla tolerans gelişip, alerji tekrar sessizleşebilir. Her besin bir alerjen olabilir.Tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen alerjen, inek sütü alerjisidir. İnek sütü, keçi sütü ile benzer yapıya sahip olduğundan çapraz reaksiyon görülür ve keçi sütü de çoğunlukla alerjik reaksiyon gösterir.Ülkemizde en sık görülen alerjenler sıralamasında sütten sonra yumurta beyazı gelmektedir. Yumurta beyazı, sarısına göre daha alerjik özelliktedir. İnek sütü alerjisi olanların yüzde 10’unda ete karşı duyarlılık da vardır. İnek eti, koyun etine göre daha alerjiktir.
Besin alımını takiben ortaya çıkan anormal reaksiyonların ‘ters gıda reaksiyonu’ olarak tanımlandığını kaydeden Uzm. Dr. Gedik, bunlardan immün yanıt sonucu gelişenlerin besin alerjisi; immün yanıt dışı bilinmeyen mekanizmalarla gelişenlerin ise besin intoleransı olarak tanımlandığını belirtti.
Besin alerjilerinin İgE (kanda bulunan İmmunglobulin E antikoru) aracılı olabileceği gibi İgE dışı reaksiyonlarla da gelişebileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Deniz Kulak Gedik, “Bu nedenle besin alerjisinde her zaman spesifik İgE’nin pozitif olmasını beklemeyiz. İgE’ye bağlı olanlar sıklıkla besin alındıktan sonra ilk 20 dakika ya da 1-2 saat içinde ortaya çıkar” dedi.
Çocuklardaki besin alerjisinin en sık görülen iki türünün belirtileri
Besin proteini ilişkili enterokolitte belirtiler huzursuzluk, fışkırır tarzda kusma, ishal şeklinde kendini gösterir. Kusma beslenmeden 1-3 saat sonra ortaya çıkar.Besin proteini ilişkili proktokolit ise genelde ilk aylarda ortaya çıkan kanlı ishal ile kendini gösterir. Ayrıca mide bağırsak sistemi, solunum sistemi ve cilt bulgularının görüldüğü; eozinofilik özefajit, eozinofilik gastroenterit, atopik egzema, ürtiker, anjio ödem, rinokonjonktvit gibi tiplerde besin alerjileri de vardır.Atopik egzamalı çocukların üçte birinde besin alerjisi görülmektedir. Deriden giren alerjenlerin duyarlılığının azalması için gastrointestinal sistemden erken antijen sunumu sağlanmasının yarar sağladığını ortaya koyan hipotezler mevcuttur. Yani alerjeni deri yoluyla değil, mide ve bağırsak yoluyla almanın besin alerjisi riskini azalttığı düşünülüyor.
Yani bebek vücuduna meyve özlü kremlerden ya da gıda özlü yağlardan sürmek, deri yoluyla alerjen alımına neden olarak besin alerjisi gelişimine neden olabilir. Atopik egzamalı çocuklarda ise erken ek gıdaya başlamak besin alerjisi gelişimini azaltabilir.
Ek gıdaya 4 aydan önce başlanmamalı ancak atopik dermatitli çocuklara dikkatli bir şekilde 6 aydan önce ek gıda başlamanın, kişideki alerjik duyarlılığı azaltıcı etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu hipoteze göre besin içeren maddelerin yağlarının ve ürünlerinin kullanımı gıda alerjisi riskini artırmaktadır.
Atopik egzamalı çocuklarda erken ek gıda başlanması önerilse de, bu geçiş aşamasında gıdaların mutlaka çocuğun yaşına uygun seçilmesi ve bir çocuk hekimi denetiminde olunması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Deniz Kulak Gedik, “Belirli aylardan önce yasaklı olan gıdaların yasağı devam etmektedir. Yoğun alerjik reaksiyon gözlendiğinde hekimin talimatlarına uygun olarak belirli bir süre o gıdayı tekrar denememek gerekir. Hatta bazı gıdaların denenmesi, hastalar hastaneye yatırılarak gözetim altında yapılması gerekebilir” dedi.
Gıda alerjisi ortaya çıkan bebekte egzama geçmişi olabilir, egzaması devam ediyor olabilir, hatta diğer alerjik bulgulara ilave olarak yeni çıkmış olabilir. Gıda alerjisi küçük yaşlarda daha belirgindir. İnek sütü alerjisi gibi zamanla gıda alerjilerinde düzelme olabilir.
Bazen de alerjen gıda hayat boyunca kişi için anaflaksi gelişimine neden olabilecek kadar hayati risk taşıyabilir. Gıda alerjisi görülen bebeklerde ileride astım ve alerjik rinit gibi hastalıkların gelişme sıklığı da artmıştır.