Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti teşkilatları ile video konferans üzerinden bayramlaştı. Erdoğan, bayramlaşma konuşmasında iki önemli konuya değindi. Erdoğan, 17 günlük tam kapanma sonrası atılacak normalleşme adımları için takvimi açıkladı. Erdoğan, Haziran ayını işaret etti, mayıs ayında ihtiyatlı ilerleneceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in zulmüne ise ateş püskürdü. 'Terör devleti' ifadesini kullanan Erdoğan, "Öfkeliyiz" dedi. Erdoğan, "Siyasi kaygılarla, sinsi hesapla, İsrail'in döktüğü kanlara sessiz kalarak ortak olanlar, birgün sıranın kendilerine geleceğini bilmelidir." diyerek çağrıda bulundu.
TAM KAPANMA SONRASI NORMALLEŞME NASIL OLACAK?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Milletimizin her bir ferdine yaptıkları fedakarlıklar ve sabırları için şükranlarımı sunuyorum. Yaptığımız özverilerin karşılığını belirgin düşüşle gördük. İnşallah, tedbiri elden bırakmadan bu sayıları çok daha aşağılara çekmeyi umuyoruz.
Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimimizi uygulamaya başlıyoruz. Detayları kabine toplantımızın ardından paylaşacağız. Niyetimiz Mayıs ayı sonuna kadar ihtiyatlı hareket etmeyi sürdüreceğiz.
2020 Mart ayından beri aldığımız tedbirlerin ve kısıtlamaların tek amacı 84 milyonun sağlığını, hayatını ve geleceğini korumaktır. Mecbur olmadığımız hiçbir tedbire başvurmayacağız. Vatandaşımızın işine, aşına zarar vermeyecek şekilde uygulamaya özen gösteriyoruz. Yaşadığımız bu sıkıntılı sürecin en az hasarla atlatılmasını sağlamaktır.
Üretim tarafında bunu başardığımızı görüyoruz. Sanayi ve ihracat rakamları yeni rekorlar kırarak olumlu yönde ilerliyor. Esnaflarımız ile turizm sektörüne her türlü desteği vermenin gayreti içindeyiz.
Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız sürece güzel günlere ulaşmamıza kimse mani olamayacaktır.
"TERÖR DEVLETİ İSRAİL'E ÖFKELİYİZ"
Türkiye geniş bir coğrafyanın mesuliyetini üzerinde taşıyan büyük bir ülkedir. Bu geniş coğrafyada yaşanan her hadise, bizi doğrudan ilgilendiriyor. Gönül dostlarımızın sevinci sevincimiz, sıkıntısı sıkıntımız, hüznü de hüznümüzdür. Kudüs'te yıllardır devam eden Ramazan aylarının son günlerinde ise yoğunlaşan saldırılar nedeniyle bayrama buruk girdik. Dertliyiz. Derdimiz var. Gücü sadece masumlara, biçare kadınlara, malzumlara yeten terör devleti İsrail'in zalimlikleri karşısında hem üzüntülü, hem öfkeliyiz. Türkiye'nin tavrı tamamen ilkeseldir.
"SİNSİ HESAPLARLA İSRAİL'E SESSİZ KALANLAR SIRANIN KENDİLERİNE GELECEĞİNİ BİLMELİDİR"
Şimdiye kadar 19 ülkenin devlet ve hükümet Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Bir diplomasi yürüttük. Muhataplarımızla benzer hissiyatları paylaştığımızı gördük. Uluslararası toplumun duyarsızlığından üzüntü duyuyoruz. Siyasi kaygılarla, sinsi hesapla, İsrail'in döktüğü kanlara sessiz kalarak ortak olanlar, birgün sıranın kendilerine geleceğini bilmelidir. Yarın herkes kendini bu vahşi zihniyetin hedefinde bulacaktır. Kudüs gibi kutsal mekanları bünyesinde barındıran bir şehri yağmalamaya kalkan bu terör devleti artık tüm sınırları aşmış durumdadır. Kudüs tüm insanlığın ortak mirasıdır. Kudüs, tüm dünyadır. Oradaki müslümanlar da tüm insanlıktır diyoruz.