Gaziantep Özel ANKA Hastanesi Uzman Diyetisyeni Gülen Mavi Canlı, Ramazan’da yemek saatlerinin değişmesi ile birlikte beslenme alışkanlıklarında görülen ani farklılıkların sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti. Diyetisyen Canlı, dengeli ve doğru bir şekilde planlanan sahur ve iftar sofralarının kilo kontrolüne yardımcı olacağını belirterek, sağlıklı kalmak için önerilerde bulunarak, “Ramazan ayında beslenme düzenimizin değişmesi ve metabolizmanın yavaşlaması ile beraber kiloda artış gözlenebilir. Her ne kadar son zamanlarda “otofaji” olarak tanımlanan 12-16 saatlik aralıklarla 2 öğün beslenme şekli kilo vermede etkili bir yöntem olarak sunulsa da, iftar ve sahur öğünlerindeki aşırı ve dengesiz beslenme bu yöntemi etkisiz kılar. Ramazan ayında az yemek ve hareketsizlikten kaynaklı metabolizma hızı yavaşlayabilir. Metabolizmanın yavaşlaması kilo almamıza neden olur. Bu nedenle oruç tutarken bazı noktalara dikkat etmeliyiz. Az ve sık beslenmek bu bakımdan oldukça önemlidir. Kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Bu nedenle mutlaka sahura kalkmalıyız. Sahurda yumurta, tuzsuz peynir yoğurt gibi protein içeriği yüksek besinler ve kompleks karbonhidrat içeren çavdar, yulaf ve tam tahıllı ekmek, söğüş, yeşillik, ceviz, tuzsuz badem gibi besinler tercih edilmelidir. Protein ve lif içeriği yüksek besinler hem metabolizma hızını yükseltir hem de uzun süre tokluk hissi sağlar. İftara öncelikle bir kase çorba ile başlanmalı,10-15 dakikalık bir ara verilmeli, daha sonra yağ oranı düşük, lif oranı yüksek, protein içeren, vitamin- mineral acısından dengeli bir öğün tüketmeliyiz. İftarda et, tavuk ya da balık yanında sebze yemekleri ve salata, yoğurt tüketmeliyiz. Bu ayda eğer ağırlıklı olarak et ve et ürünleri tüketeceksek, kızartma ve kavurma gibi et seçeneklerini değil, haşlama, ızgara gibi daha çok beyaz ete ağırlık vererek beslenmeliyiz. İftardan bir ya da iki saat sonra iki ara öğün yapmalıyız. Ara öğün olarak süt, yoğurt yanında 2-3 adet ceviz veya 5-6 adet badem, meyve gibi sağlıklı atıştırmalıklar tercih etmeliyiz. Ara öğün yerine, haftada bir ya da iki defa tatlı tüketebiliriz. Eğer tatlı tüketeceksek, iftardan bir ya da iki saat sonra tüketmeye özen göstermeliyiz. İftarda uzun süre aç kalınması nedeniyle kan şekeri düşük seviyededir. Bu nedenle, kan şekerini ani yükseltecek hamurlu tatlılar ve ağır şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar ve meyveli tatlılar tüketmeliyiz. Kan şekerimizi dengede tutabilmemiz için mutlaka iftardan sonra 45 dakikalık yürüyüş yapmalıyız. Uzun süre aç kalmak bağışıklık sistemimizin zayıflamasına neden olur. İçecek olarak gazlı ve şekerli içeceklerden kaçınmalı, su ve bitki çayları, ayran gibi sağlıklı içecekler tercih etmeliyiz. Ramazan ayında bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için, 2- 2.5 litre su tüketimi, C vitamini içeren besinler, omega 3, probiyotikler, D vitamini içeren besinler ve zencefil zerdeçal gibi baharatları tüketmeliyiz” dedi.
“Dengeli beslenmeye özen gösterilmeli”
Ramazan ayında oruç tutarken sağlıklı ve zinde kalabilmek, huzurlu olabilmek için yeterli ve dengeli beslenmenin önemli olduğuna dikkat çeken ANKA Hastanesi Uzman Diyetisyeni Gülen Mavi Canlı, ”Dengeli beslenmeye özen göstererek obezite gibi sağlık sorunlarımızı çözmek için fırsat bulabileceğimiz gibi, oruç tutmanın ortaya çıkarabileceği halsizlik, baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı gibi olumsuz etkileri de en aza indirebiliriz. Ramazan ayında kalp hastalığı olanlar, hamileler, düzenli ilaç kullanması gerekenler, şeker hastalarının ise oruç tutmaları sağlıklarını olumsuz etkileyebileceğinden doktorlarına danışarak hareket etmelerinde fayda var” diye konuştu.