İş Mahkemelerinin düşmanı işveren mi? Kent Konseyi çok hareketli! Sivri dilli Romen Sumudica ne yapmak istiyor?

İş Mahkemelerinin düşmanı işveren mi? Kent Konseyi çok hareketli! Sivri dilli Romen Sumudica ne yapmak istiyor?

KÖŞE YAZISINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

https://youtu.be/Ax6Kls2qjAU

Gaziantep yine yoğun bir gündemin sahibidir. Gerçektende bu şehir hareketli, bereketli ve her zaman Türkiye'nin gündeminde olmayı başarıyor. Hem iyi yönüyle, hemde kötü yönüyle'¦

Bu hafta gündemimizde İş Mahkemeleri her nedense işvereni düşman, işçiyi de dost olarak görmesi, Yeni Kent Konseyi Yönetimi Maşallah dedirtecek şekilde hızlı başladı ve Gaziantep FK'nın Teknik Direktörü Romen Sumudica'nın dili öyle uzun ki, ne söylediğini bilmiyor, hep kendini gündeme taşıyan ve ön plana çıkaran açıklamalar yaparak kamuoyunu rahatsız ediyor konularını değerlendireceğim.

İŞ MAHKEMELERİ NEDEN İŞVERENE DÜŞMAN, İŞÇİYİ DOST GÖRÜYOR! ANLAM VEREMİYORUZ.

Son günlerde hangi işyerine gitsem işçiyle ilgili dert küpüler. Üstelik bende bir işçi olmama rağmen, ben bile bu kadar işçi hakkı savunan bir yapının doğru olmadığı düşüncesi içerisindeyim. İş Mahkemeleri, hangi işçi ne dava açsa kazanacaklarını söylüyorlar ve cesaretlendiriyorlar. Kimse, kimsenin yaptığı çalışmayı da inkar eden yok. İşyerinden küçük bir sıkıntı yaşadığında hemen gidiyor, kolayca davayı açıp haketmediği birçok tazminatı cebine indiriyor. Bence mahkemeler hem işçi, hemde işverenin haklarını korumak zorundadırlar. Yani Adaletin terazisini kanunda yazar gibi değil, hakimler takdir haklarını kullanarak, vicdanlarına göre karar vermelidirler. Kamuoyunda mahkemelerin işçiden yana algısını da sonlandırmaları gerekiyor. Benim yaptığım araştırma da tüm avukatlar, işverenin değilde, işçinin davasını alıyorlar. Neden aldıkları ortada, çünkü davayı kazanacaklarından emin oluyorlar. Hepte bakıyorum, Gaziantep'teki mahkemelerin çoğu işçinin lehine kararlar vermiş. Halbuki işçi, işyerinden görev değişikliği yapılmış ve değişiklikten sonra işçinin emniyeti suistimal yaptığı ortaya çıkmış, işveren Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuş. Suç duyurusundan sonra işçinin ifadesi alınıp alınmadığı bilinmiyor. İş Mahkemesi, savcılığa başvurulan suç duyurusunu dikkate almadan işçinin lehine sürekli işlemler yapıyor. Bir yandanda işçi yasaya göre, 3 gün üst üste işe gelmediği zaman ve ayrıca Noter çağrılarına rağmende gelmemiş olmasına iş mahkemesi, "İşe devamsızlığı" dikkate almayarak, bunun işten ayrılma nedeni göstermiyor. Ve lehine karar veriyor. O zaman işyerine devam etmeyenlerin tazminatsız işlerine son verirler kanunu neden vardır? İş Mahkemelerini soruyorum. Bu kanunu çıkaran anladığım kadarıyla boşa çıkarmışlar. Üstelik Sayın Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'de avukat kökenlidir. Gaziantep'in bakanıdır. Gaziantep sanayi şehridir, bu tür dava sayıları da çoktur. İlgili mahkemeleri bu konuda sadece işçinin lehine veya işverenin aleyhine işe devamsızlıktan dolayı haklı bir karar vermeleri gerekiyor. Herşey, işçinin lehine olmasını ben işçi olarak doğru ve adaletli bulmuyorum. İşveren bu şehirde, her zaman istihdam sağlayan, ekonomiye destek veren bir yapıya sahip olduğunu ve yatırım heyecanını da bitirilmemesi gerekmektedir.

KENT KONSEYİ ÇOK HAREKETLİ!

Geçtiğimiz günlerde Kent Konseyi'nin başkan ve yönetimi değişti. Sayın Dr. Samet Bayrak, Kent Konseyi Başkanı oldu. Hemen hızlı bir şekilde Gaziantep'in sorunlarını genel kurulda masaya yatırdı. Aynı zamanda Kent Konseyi'nin Genel Sekreteri olan Mimar Bekir Sıtkı Severoğlu'da Gaziantep'in heyecanıyla yaşayan biridir. Çok iyi kararlar almışlar. Aldıkları kararın başında Gaziantep'te uçak biletlerinin pahalı olması, Cuma caminin yerinin değiştirilmesi, valilik binasının yıkılmaması ve 15 Temmuz Demokrasi meydanını yerinde kalması konularını gündeme taşıdılar. Sayın Severoğlu'nun ve kent konseyinin bu taleplerini Gaziantep Büyükşehir Belediyesi meclisi, ne gibi bir karar vereceğini hep birlikte göreceğiz.

SUMUDİCA'NIN SESİNİ KİM KESECEK!

Bizler Gazeteci olarak bir olayın yanlış yanlarını eleştirir, karşı da buna iyi bir üslupla cevap verir. Hele spor basınıyla iyi geçinmek için kulübün başkanı, yönetim kurul üyeleri ve teknik adam, iyi niyetli olmak zorundadır. Basını öcü gibi görüp, sağda solda yanlışta yapsalar, yazdıklarında adeta düşman kesiliyorlar. Geçtiğimiz günlerde bizim medya grubumuzda, spor basınına yıllardır emek veren bir arkadaşımız "Rumence yazıp" teknik direktör Sumudica'yı eleştirmişti. Eleştiride arkadaşımızın yazısının doğruluğunu veya yanlışlığını düşünmeden, Sumudica'nın Alanya maçı sonrası takımın nasıl oynadığını değilde bizim arkadaşımıza olmaz laflar söylemiş. Sayın Teknik adam Sumudica, ilk önce burası Gaziantep! Hem Gaziantep'in ekmeğini yiyip, hemde Gaziantep kulübünün hakkını savunan arkadaşımıza dil uzatmanı doğru bulmuyoruz. Bunu da sana yakıştırmıyoruz. Sana bir tavsiyem var, "Büyük lokma ye, büyük laf yapma" diyorum. Neden dersen, bu bir Türk atasözü, Rumen atasözü değildir. Bu atasözleri, asırlardır vardır. Hiçbir zamanda yanlış çıkmaz. Bizim arkadaşımız, Gaziantep Futbol Kulübüyle yanıp sönen ve takımımız olan Gaziantepspor kümeye düştüğünde onun kadar ağlayan olmadı. Sen bu arada ne yapıyordun, nerede keyif çatıyordun. Ne demişsin Alanyaspor maçından sonra O gazeteci, "Gaziantep FK'nın küme düşeceğini yazmış" sözü üzerine sanki kıyamet kopar gibi "Gaziantep kümeye düşmeyecektir. Düşerse, ben teknik direktörlüğü bırakacağım. Küme düşmezsek, O gazeteci, gazeteciliği bırakacak mı?" diye konuşmuş. Bana göre bu konuşma doğru değildir. Üstelik, Alanyaspor ile kendi evinde ve kendi seyircin önünde son dakika golüyle 1 puan aldığın bir maçtan sonra bu sözleri sarf etmeye hiçbir hakkın yoktur. Ben burda en çok kime kızıyorum, bu takımın başkanı olan Sayın Mehmet Büyükekşi'nin bu teknik adamın böyle konuşmalarına izin vermemelidir. Meydanı boş bulupta böyle Gaziantep FK aşkıyla yaşayan ve bu şehrin takımı küme düştüğünde en çok ağlayacak yine bizleriz. Ağlarsa biz ağlarız, anamız ağlar. Sayın Sumudica yine paralarımızı alır gider. Üstelik bir söz daha söylemek istiyorum. Sanki bize kızar gibi Sayın Sumudica'nın çok başarılı gibi değerlendirip sözleşmesini de bir yıl daha uzatan başkan ve yönetimine söyleyecek söz bulamıyorum. Bekleyelim ve hep birlikte görelim.

İyi haftalar...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri