Titanic ve Van Gölü Tekne....!

Titanic 15 Nisan 1912 yılında Güney Atlantik Okyanusunda Southampton'dan New York'a giderken bir buz dağına çarpması sonucu battı.
Ve tam 1500'ü aşkın insan, eş, baba,anne,çocuk, genç, ihtiyar ve sevgili hayalleriyle birlikte okyanusun soğuk sularında donarak, boğularak, bağırarak, elele, göz göze sarılarak can verdiler.
Hollywvod yapımcıları bu felaketten müthiş bir senaryo çıkartıp, destansı aşk hikayesi, oscarlık film yaptılar.
Di Caprio ve Kate Winslet ikilisi müthiş bir oyunculuk gösterisi sundu. Tüm dünya sinemalarında izleyen seyirciler, sevgililer, son sahnede sanki onlarla birlikte okyanusa gömüldü ve soğuk suları bedenlerinde hissettiler.
Ya Van Gölünde ölenler;
Afganistan'lı Najib, İranlı Tara, Pakistanlı Ali Ezad ve 30 metrelik tekneleri 15 metrelik kamaraya itile, itile sıkıştırılan kimine göre, 30, kimine göre 60, kimine göre 110 erkek, bayan, eş, sevgili, çocuk, anne, baba ve hepsi hayalleriyle birlikte Van gölünün soğuk ve derin sularına gömülüyorlar.
Kendilerinden geriye kalan tekneye binmeden önce son yedikleri gazete üzerindeki sofrada kalan karpuz kabukları.
Düşünebiliyormusunuz ;
Son yıllarda çevremizdeki Akdeniz, Ege, Marmara, Meriç ve Van Gölün den balıktan çok insan cesedi topluyoruz.
Aylan bebekler, anneler, babalar, sevgililer, battıkça, batıyor.
Bazılarıda kıyıya vuruyor.
Ama bu kadar dramdan ve acıdan ne bir Titanic hikayesi çıkıyor, ne gören, duyan.
Çünkü bu kahrolası dünyada ve coğrafya da ,acılarda, ölümlerde, ırklara, ülkelere, isimlere göre değişiyor.
Düşünün Kıyıya vuran bebeğin cesedi İzlandalı, ismi jennifer olsaydı, yada Van 'da göle gömülen 110 kişi Alman Turist grubu olsaydı....!
Ne hikayeler, ne senaryolar çıkar, dünya coronayı bile unuturdu.. !