HABERİN VİDEOSU
Ben her zaman halkın genel sorunlarını dile getirmeye çalıştım ve kesinlikle de ucu nereye dokunursa dokunsun milletin derdini kendime dert edinerek yaşadım. Bu haftada önemli konuların başında et ve sakatat fiyatlarında yaşanan büyük artışları gündeme getirirken, virüse kafa tutan Gaziantep ve pandemi sürecinin baş mağdurlarını satırlarıma taşıyacağım.
İhracatta şampiyonuz diye övünürken, yanlış ihracatın nelere mal olduğunu şu günlerde görüyoruz. Halı ihracı tamam, buğday, un, makarna ve gıda ürünlerinin hepsinde de doğru ihracat yapıldığını görüyoruz. Ama gel gelelim iş gıda sektöründe et ve et ürünlerine gelince yanlış ihracatın kurbanı olduğumuzu gördüm. Birkaç ay önce canlı hayvanın 19-21 lira bandında satıldığını hatırlarsak şu günlerde canlı küçükbaş koyun fiyatının 26-27 liraya yükselmesi hem üreticiyi hem de et hali esnafını tam bir darboğaza soktu. Bu aradaki fiyat uçurumunu ise ihracata giden koyunlara yorumlayan üreticiler hem dertli hem de çaresiz durumdalar.
PARAYI KİM KAZANIYOR..?
İhracata giden canlı hayvan miktarının iç piyasadaki fiyatları anormal şekilde yükseltmesinden şikayetçi olan kesim yapan esnaf, ’26 liraya canlı hayvan alıyoruz üzerine kesim mezbaha maliyetleri binince etin kilogram fiyatı 40 lirayı buluyor. Hayvanlar ihracata gidince yeteri kadar hayvan bulamıyoruz ve karaborsa gibi canlı hayvanı 26 liradan almak zorunda kalıyoruz. Yoksa işletmelerimizi kapatmaz zorunda kalacağız’ serzenişinde bulundular.
ETLE CİĞER AYNI FİYAT
Sakatat olarak bilinen ciğerin kilogram fiyatının 80-100 lira bandında oynaması ve etle aynı fiyata satılması için tam bur muamma. Toptancı, kasap ve kesimcilerin para kazanmadığı bu alış verişte tek para kazananın ise sakatat alıp satan komisyoncular olması dikkat çekiyor. Peki bu komisyoncular ne vergi veriyor, kimler tarafından denetleniyor ve bu fahiş fiyatın açıklamasını nasıl yapıyorlar. Ben bu sorulara cevap bulamadım.
TARIM MÜDÜRLÜĞÜ DENETLER
Kemikli et 48, kemiksiz 60 liradan toptan satılırken kasaplara gelene kadar 90 lirayı bulan et fiyatları el yakarken, bir zamanlar rağbet görmeyen ciğerinde et fiyatı ile yarışması Gaziantep halkını oldukça rahatsız ediyor. Bazı marketlerde 90 liraya satılan süzme kuşbaşı için ihtar zaptı düzenleyen yetkili mercilerin, 120 liraya et, 90 liraya ciğer satan kasaplara da aynı denetimi göstermeleri bekliyorum. İl Tarım Müdürlüğü, Zabıta Müdürlükleri ve ilgili diğer kurumların serbest piyasa şartını arkalarına alarak vatandaşlara eti, ciğeri fahiş fiyattan satanlara ders niteliğinde yaptırımlar uygulamalarını umuyorum. Yoksa bazı insanlar için söylenen ‘Ciğeri beş para etmez sözü’ yakında ‘Eti beş para etmez’ diye söylenirse hiçte şaşmam.
VİRÜSE KAFA TUTTUK
Gaziantep her konuda önder olmayı kendine şiar edinirken bazı konularda yine liderliği kimseye kaptırmıyor. Virüs tedbirleri üst sınırda uygulanmasına rağmen, vaka sayısında adeta bir yarış içindeyiz. Tüm dünya korona virüs tedbirlerine üst sınırda uymaya çaba sarf ederken bizim kalabalık sevdamız, düğün, cenaze ve hasta ziyaretlerini gizlide olsa uygulama sevdamız vaka sayısında patlamaya neden oldu. Cezadan korkmayan, tedbir naraları atan ama uygulamayan bir kent olarak tarihe geçmekten korkmayan bazı sorumsuzlar yüzünden Gaziantep adeta virüse kafa tutan kent olarak anılmaya başlanacak.
HİZMET SEKTÖRÜ DURDU
Pandemi tedbirleri kapsamında kapatılan ve kısıtlanan işyerlerinde işsiz kalan işsizler ordusu da yarın büyük bur sorun olarak karşımıza çıkacak. Restaurant, kafeterya, pastane ve kafe işletmecilerinin yaşadığı sıkıntıyı herkes çok iyi biliyor. İşletmecilerin kredilerini, sigorta ve diğer giderlerini ödemek için kara kara düşünürken, hizmet sektöründe çalışan şefler, garsonlar, komiler, bulaşıkçı v e temizlikçilerin sayısı isi azımsanmayacak kadar çok. Bu insanlar Mart ayından bu yana zaten zor ayakta duruyordu ama bu pandemi süreci birkaç ay daha sürerse işsizliğin getirdiği sorunları en çok hizmet sektöründe görmemiz kaçınılmaz gibi. Yıllardır hizmet için emek veren şeflere, garsonlara ve bunlara bağlı çalışan elemanlara hükümet nezlinde destek olacak maddi yardım paketleri veya krediler açılmazsa işsizler ordusunun en büyük bölümü ve pandeminin vurduğu tek sektör olarak telafisi zor yaralara sebep olunacaktır. Ben bu sürecin kasa zamanda bitmesini umuyorum ve çalışmadığı zaman evine ekmek götüremeyen büyük emekçi kardeşlerimizin desteklenmesini bekliyorum.