65 yaş ve Karantina....!

65 yaş ve Karantina....!

65 yaş üstündeki dedeler, nineler, amcalar, teyzeler, halalar, babalar, anneler hepsi evlerinde zorunlu karantina altında.
40 gündür ;
Hüseyin dede torunu mert'e sarılamıyor.
Ayşe teyze torunu Zeynep'i kucaklayamıyor.
Hasan baba oğluna sarılıp, güzel oğlum diye koklayamıyor.
Fatma anne kızını dizine oturtup saçlarını tarayamıyor.
Çocukları ve torunları ile ancak telefonda görüntülü konuşabiliyorlar.
Onları öyle izole ettik ve bu sağlık işini öyle abarttık ki ;
Evlerinin, balkonlarının karşısında çocukları ve torunları ile hasret giderttik.
İhtiyaçlarını eski usullerle kapılarının önüne yada sarkıttıkları iplerin ucundaki sepetlerle karşılar hale getirdik.
Oysa bu yaş grubu ;
Bu ülkenin harcı, çimentosu, tecrübesi, emekçisi, iş adamı, lokomotifi, eğitimcisi, sevgisi, saygısı, kara kutusu, hafızası, aklı ;
65 yaş grubu ;
40 gündür
Yürüyüş yapamıyor.
Market ve Bakkallara gidip alışverişini yapamıyor.
Arkadaşları ile bir araya gelip sohbet edip, içlerini dökemiyor.
İşlerine gidemiyor.
Oğlunun, kızının, akrabalarının evlerine gidemiyor, onlar yanına gelemiyor.
Yıllardır saygı gördüğü, selamlaştığı, çocuklarının hal, hatır sorduğu bakkalı, kasabı, berberi, manavı, fırıncısı, tatlıcısı ile 40 gündür tek kelam edemiyor.
Yıllardır aksatmadığı camide kıldığı namazına gidemiyor, sonrasında cami avlusunda o güzelim sohbetlerini yapamıyor.
Resmen toplumdan izole edilmiş, hapis hayatı yaşıyorlar ve içlerindeki o memleket, aile, toplum sevgisi ve ahlakı ile seslerini çıkarmadan oturuyorlar.
Ye eşini kaybetmiş, tek başlarına kalmışlar, kiminle onlar ne yapıyor ?
Oysa ben hekim değilim...!
Ama kronik kalp yetmezliğinin ilacı bir toruna sıkı sıkı sarılmak onu koklamanın, öpmenin o renkli haplardan daha iyi olduğuna inanıyorum.
Bir dializ öncesi ve sonrası oğluna geldin mi günün nasıl geçti deyip onun elini öpmesi, senin başını okşaman 10 tane dializden daha iyidir.
Deprasyon hapları yerine kızının kahveyi alıp yanına oturması, senin onunla birlikte içmen 50 tane haptan iyidir.
Bir şeker hastasının diyeti kadar torunları ile el ele tutuşması, parkta onlarla çocuklar gibi oynaması, onları seyretmesi en büyük diyettir.
40 gündür onların ve bizlerin sağlığı için bu grubu içeriye hapsettik, keza mecburen dışarı çıkanlarıda otogarlarda aşağıladık, caddede dalga geçip zorla maske takıp, dezenfekte ettik, otobüslerden polis zoruyla indirttik.
Bu işte bir gariplik var ?
Her gün bu insanlar televizyonlardan sokak ve caddelerdeki milyonları izliyorlar, marketler, bankalar, pazarlar hınca hınç dolu ekrandan bakıyorlar.
Her suçtan on binlerce insanı cezaevlerinden caddelere, sokaklara saldık, bu yaş grubunu hapsettik.
Bu Corona bir gün bir şekilde geçecek ve bitecektir.
Ama bu yaş grubunun yalnız bırakılma duygusu, düşüncesi ve ruhu nasıl tamir edilecektir ?
Fransız yazar ve düşünür Andre Maurois şöyle yazmış...!
Yaşlı bir gün ‘’Mücadele etmek neye yarar?’’ diye düşünür.
Başka bir gün ‘’Evden çıkmak neye yarar?’’ der.
Sonra ’Odadan çıkmak neye yarar?’’
Ve nihayet " Yaşamak neye yarar " diyerek hayata veda eder.
Evet karar hepimizin ;

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri