Japonya’da 2011 yılında meydana gelen 9 büyüklüğündeki Büyük Doğu Japonya Depremi ve tsunaminin ardından Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nde biriken arıtılmış radyoaktif atık suyun tahliyesine ilişkin planda sona gelindi. Tahliye işlemi için santralden Pasifik Okyanusu açıklarına uzanan 1 kilometrelik su altı tüneli inşa eden tesis işletmecisi Tokyo elektrik iletişim ve dağıtım şirketi TEPCO’dan yapılan açıklamada, yaklaşık bin tankta muhafaza edilen 1.3 milyon ton arıtılmış suyun tahliyesine yerel saatle 13.00 civarında başlandığı duyuruldu. İlk tahliye operasyonunun 17 gün süreceği, 7 bin 800 ton arıtılmış suyun denize boşaltılacağı aktarıldı. Japonya’da izin verilen maksimum trityum konsantrasyonun 40’ta biri oranında arıtılan suyun tahliyesine başlanmasının ardından santral açıklarındaki sularda radyoaktif madde ölçümü yapılacağı ve sonuçların kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi. Güvenlik prosedürleri kapsamında yüksek miktarda arıtılmış suyun bir defada deşarj edilememesi nedeniyle tahliye işleminin tamamlanmasının 30 yılı bulması bekleniyor.
Nükleer facia yaşanmıştı
Çernobil faciasından sonraki en büyük nükleer felaket olan Fukushima Nükleer Santrali kazasında, deprem ve tsunaminin ardından 3 nükleer çekirdeğin erimesi sonucu radyasyon sızıntısı meydana gelmişti. Güvenlik riski nedeniyle binlerce kişi bölgeden tahliye edilmiş, kaza sonrasında 1.3 milyon ton radyoaktif atık su oluştuğu açıklanmıştı. Japonya hükümeti uzun bir araştırma sürecinin ardından atık suyun uluslararası standartlar çerçevesinde arıtılarak denize boşaltılmasına karar vermişti. Tokyo’nun kararı, başta yerel balıkçılar olmak üzere Japonya’nın bazı komşularının da tepkisini çekmişti.
Atom Enerjisi Kurumu yeşil ışık yakmıştı
Japonya hükümeti şeffaf şekilde yürütülecek tahliye sürecinin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından da denetleneceğini açıklamıştı. IAEA uzmanlarının yaklaşık 2 yıllık çalışma sonucu hazırladığı raporda, Tokyo’nun tahliye planının uluslararası standartlara uygun olduğu belirtilmiş ve tahliyenin çevre üzerinde "önemsiz" bir etkiye sahip olacağı kaydedilmişti.
Çin’den tepki gelmişti
Japonya hükümeti tahliye sürecinin 24 Ağustos’ta başlayacağını duyurmuştu. Gelişmenin ardından Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Sun Weidong, Japonya’nın Pekin Büyükelçisi Hideo Tarumi’yi bakanlığa çağırarak ülkesinin plana karşı olduğunu bildirmişti. Güney Kore hükümetinden yapılan açıklamada ise Japonya’nın tahliye planında "bilimsel ya da teknik sorun görülmediği" ifade edilmişti.