1993 Yılında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan Psikiyatri Ana Bilim Dalında 10 özellikli bölüm bulunduğu ve bunların başında Adli ve İdari Olgular Birimi, Duygudurum Bozuklukları Birimi, ,Psikotik Bozukluklar Birimi, Kaygı Bozuklukları Birimi, Alkol ve Madde Kullanım Bozuklukları Birimi, Cinsel İşlev Bozuklukları Birimi, Yaşlılık ve Psikiyatri Birimi, Konsultasyon ve Liyezon Psikiyatrisi, Uyku Bozuklukları Birimi ve Toplum Ruh Sağlığı Merkezi bulunduğu belirtildi.
4 ÖNEMLİ AKADEMİK PERSONEL VAR!
1993 Yılında kurulan 23 yataklı Psikiyatri bölümünde ve özellikli birimlerin oluşturduğu serviste 4 önemli akademisyenin görev yaptığı bunların başında Prof. Dr. ABDURRAHMAN ALTINDAĞ, Doç. Dr. GÜLÇİN ELBOĞA (Anabilim Dalı Başkanı), Doç. Dr. ŞENGÜL ŞAHİN ve Doç. Dr. BAHADIR DEMİR'in görev yaptıkları bildirilirken en iyi hizmeti vermek için hastalarla bizzat tek tek ilgilendikleri öğrenildi.
PSİKİYATRİDEN ANA BİLİM BAŞKANI DOÇ. DR. GÜLÇİN ELBOĞA SORUMLU!
Aslen Gaziantepli olan ve 50'ye yakın makalesi bulunan, 32 araştırması olan ayrıca Türkiye Psikiyatri Derneği, Turkish Association of Cognitive and Behavioural Therapies ve Kognitif ve Davranış Terapileri Derneklerinde üyeliği bulunan Doç. Dr. GÜLÇİN ELBOĞA Avrupa nın akredite ettiği bir psikoterapist. Bir çok yerde görev yaparken 6 yıldan bu yana Gaziantep Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini yaptığı ifade edildi. Doç. Dr. GÜLÇİN ELBOĞA Gaziantep Üniversitesi'nin içerisinde bulunan Toplum Ruh Sağlığı Merkezinin yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu ormanlık alanın içerisinde yer aldığını ve birçok özellikli alanda hastalara en iyi şekilde hizmet ettiklerini açıkladı. Tedaviye dirençli durumlarda psikoterapi , EKT, TMS gibi özellikli tedavileri uyguladıklarını belirtti.
SAĞLIK TURİZMİNDE ÖNCÜ GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ!
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak sağlık turizminde büyük hizmet verdiği ve bunun da üniversite açısından önemli bir güç olduğunu, dünyanın her yerinden de sağlık turizmi için Gaziantep Üniversitesi'ne yoğun bir talep bulunduğu kaydedildi.
TOPLUM RUH SAĞLIĞI MERKEZİ BÖLGEYE HİZMET VERİYOR!
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. GÜLÇİN ELBOĞA ruh sağlığının hayatın en önemli unsuru olduğunu ve bu konuda 50'ye yakın makalesi bulunduğunu vurgulayarak " Bizim Gaziantep Üniversitesi'nde Ruh Sağlığı Merkezi olarak uzun yıllardan beri hizmete devam ediyoruz. En çok bu merkezde dirençli depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni gibi kronik ruhsal sorunları en iyi şekilde tedavi etmekteyiz. Gaziantep biliyorsunuz ki 6 Şubat depreminde darbe alan şehirlerin başında gelir. Biz depremden sonra bölgeye ve Gaziantep'e en iyi şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz . Toplumun sağlığı için hem yataklı hem de ayakta tedavi imkanlarımızla bölgeye hizmet veriyoruz. Toplum Ruh Sağlığı Merkezimiz Adıyaman, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Kilis, Hatay, Malatya ve Mardin'e de en iyi hizmetleri vermeye devam ediyoruz." dedi.
AVRUPA VE ORTA DOĞU GAZİANTEP'E GELİYOR!
Gaziantep ve bölgede hizmet verdiğimiz şehirlerde çok sayıda gurbetçi olduğunu ve bu nedenle en çok Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika, İtalya, İsveç, İsviçre, İngiltere ve bunun yanı sıra Orta Doğu ülkelerine de komşu olduğumuz için hastaların kendilerine doğru geldiğini belirten Doç. Dr. GÜLÇİN ELBOĞA " Bizim hastanenin en önemli yanı bölgede hizmet verdiğimiz şehirlerde çok sayıda yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız bulunmaktadır. Bir çok Avrupa ülkesine gidip aldığımız eğitimlerde , katıldığımız toplantılarda gördüğümüz Türkiye'de ve bizim hastane Avrupa'dan daha iyi hizmetler vermekteyiz. Tedavide en önemli şey ulaşılabilir ve sürdürülebilir olmaktadır . Hastalara 7/24 en iyi şekilde hizmet veriyoruz. Hastayla da iletişimimiz güçlü olduğu için hastalar kısa süre içerisinde iyileşerek tekrar hayata katılıyorlar" diye konuştu.
EVLİLİKLER NEDEN UZUN SÜRMÜYOR? BOŞANMALAR ARTMAYA DEVAM EDİYOR!
Doç. Dr. GÜLÇİN ELBOĞA, evliliklerin uzun sürmemesinin en büyük nedenlerinden birininse ekonomik problemler olabileceğini ancak bu sorunları hayatın merkezine koyan çiftlerin sorun çözülmeyince en kolay yol olan boşanmayı tercih ettiklerine dikkat çekerek " Benim yaptığım araştırmalarda evliliklerde duygusallık mı yoksa ekonomik güç mü daha önemli sorusunda ben ikisinin de bir arada olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir evlilikte duygusal iletişim sınırlı ve ekonomik denge yoksa evlilik uzun sürmüyor. Ayrıca görücü usulü ile olan evliliklerde benzer aile yapısı arasında olup gençlerin iletişimi arttıkça , ortak bakış açısı geliştirildikçe daha uzun gidiyor. İkiside birbirini tanımadığı için tanıma süreleri içinde birbirlerini yakından kontrol edebiliyorlar. Parayla saadet olmaz her şey para değildir. Evlilikte paranın gücü var ama belli bir noktadan sonra paranın da bir işe yaramadığını görüyoruz. Ayrıca bir de genç bireyler özgür bir yaşam isiyorlar şuan Türkiye'de bir çok evliliğin yaşı erkeklerde 30 kadınlarda ise 25'i geçtiğini görüyorum. Bu da “ben olmaktan”, “ biz olmaya “ geçişi zorlaştırıyor “dedi.