Romatoloji Uzmanı Dr. Ayda Ünlüer, çevrelerinde “ hastalık hastası” olarak görülen bu kişilerde tarif edilen, tüm vücutta ağrı ve yorgunluğa, keyifsizliğe yol açan “fibromiyalji” hastalığıyla ilgili önemli bilgiler verdi. Dr. Ünlüer, dinmek bilmeyen çeşitli kas ağrıları, uykusuzluk, uyku alındığında bile hissedilen halsizlik, barsak sorunları, migren, bazen de bu fiziksel şikayetlere eşlik eden depresyon hali olarak kendini gösteren fibromiyaljinin daha çok kadınlarda görüldüğünü söyledi.
Fibromiyaljinin romatizmal veya iltihaplı bir hastalık olmadığına değinen Dr. Ünlüer, hastalığın uyku düzeninde problemlere ve bilişsel işlev sorunlarına yol açan kronik, yani süreğen olduğunu ifade etti. Hastalığın bir nedeni ve bununla birlikte tam anlamıyla bir tedavisi olmadığının, başka hastalıklarla karıştırıldığının altını çizen Dr. Ünlüer “Kas romatizması deniliyor ama romatizmal bir hastalık değil, iltihaplı bir hastalık da değil. Nedeni hala tam olarak bilinmiyor. Ancak müthiş bir ağrıyla kendini hissettiriyor. Örneğin ağır romatizma hastaları bile yaygın vücut ağrısından şikayet etmezken fibromiyalji hastaları her yerlerinin ağrıdığından yakınıyorlar. Genellikle doktora anlatırken ‘Dayak yemiş gibiyim. Her yerim ağrıyor’ diye anlatıyorlar. Hatta bu nedenle pek çok farklı kliniğe başvuruyorlar, yani doktor doktor dolaşıyorlar” dedi.
“Nedeni tam olarak bilinmiyor”
Gece boyunca yeteri kadar uyuyan hastaların sabah kalktıklarında bile bitkin hissettiklerini belirten Dr. Ünlüer, bu kişilerin doktora başvurma sebeplerinin genellikle “kas ağrısı” olduğunu; ancak bununla birlikte iç organ kasları, spastik kolon, sinirsel kolit, çarpıntı, baş ağrısı, el uyuşması, çenede kilitlenme ve diş gıcırdatma gibi şikayetlerin de gözlemlendiğini dile getirdi.
Nedeni bilinmiyor olsa da uyku bozukluğu olan kişilerde daha çok rastlandığını kaydeden Dr. Ünlüer, uykunun dört evresi bulunduğunu, dördüncü evreye geçmekte zorluk yaşayan kişilerde vücut gerginliğinin ertesi güne sarktığını; uyku bozukluğundan oluşan kimyasalların kaslara toplandığını ve böylece de fibromiyaljiye neden olduğunu söyledi.
“Genellikle kadınların, özellikle de süper kadınların hastalığı”
Hastalığa yüzde 80-90 gibi yüksek oranla kadınlarda daha çok rastlandığını belirten Dr. Ünlüer “Ev ve iş düzeninde her şeyini planlayan, hayatını sıkı şekilde yönetmeye çalışan ve de genellikle çok çalışan, beklentisi yüksek kadınlarda çok rastlıyoruz bu hastalığa. Hayatındaki önemli karar anlarında veya dönüm noktalarında da şikayetleri artıyor. Bu özel durumlar, her şeye yetişmeye çalışan süper kadınlarda ekstra stres oluşturuyor ve ağrılar da artıyor” diye konuştu.
Dr. Ünlüer, fibromiyaljinin tam anlamıyla bir tedavisi olmadığını vurgulayarak en gerçekçi tedavi hedefinin “ağrıyı yönetmek ve yaşam kalitesini artırmak” olduğunun altını çizdi. Hastalara hayata bakış açılarını değiştirmeleri ve aşırı stresten uzak durmalarını tavsiye eden Dr. Ünlüer şunları söyledi: “Hastaların hayat tarzını, bakış açısını değiştirmesi, ruh ve zihinlerini rahatlatmalarını, huzur bulmalarını öneriyoruz. Bununla birlikte yaşam şartlarının da değiştirilmesi, endişe seviyesinin azaltılması da gerekiyor. Örneğin spora, kaplıcaya gitmek veya meditasyon yapmak rahatlatıyor. Bu nedenle fizik tedavi, egzersiz, ilaç tedavisi büyük yarar sağlıyor”