Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Kantarcı, astım hastalığının görülme sıklığının yaşam ve çevre şartlarının değişmesine bağlı olarak giderek arttığını; tüm dünyada astıma bağlı ölümlerin yılda 250 bin kişi olarak tahmin edildiğini söyledi. Astımı “tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük yakınmaları ile kendini gösteren kronik bir solunum yolu hastalığı” olarak tanımlayan Dr. Kantarcı astımın en sık tetikleyicilerinin polen, ev tozu akarları, ev hayvanlarının tüyleri gibi alerjik etkenler ile mesleki ve ev içi kullanılan kimyasallar olduğunu ifade etti. Atakları arttıran en önemli etkenlerin ise bahsi geçen etkenlerin yanı sıra üst solunum yolu enfeksiyonları, sigara ve ilaçların düzgün ve doğru kullanılmaması olduğunu sözlerine ekledi.
Hastalığın kronik ve semptomlarının değişken olmasının hastaların buna alışmasına ve doktora başvurmada gecikmelere neden olduğuna dikkat çeken Dr. Kantarcı “Ayrıca astım tanısı almaktan korkmak, hastalık ve ilaçlar hakkında yanlış önyargılar yine tedaviye uyumsuzlukla sonuçlanmaktadır. Oysa astım kontrol edilebilen ve geri dönüşümlü bir hastalıktır. Hastadan hastaya değişmekle birlikte genellikle ömür boyu ilaç kullanımı gerektirmez. Astım ilaçları bağımlılık yapmaz. Son yıllarda uzun zamandır kullanılan rutin ilaçlar dışında yeni biyolojik ajanların da tedaviye girmesiyle astım giderek daha kalıcı tedavi edilebilen bir hastalık olmaya başlamıştır” diye konuştu.
“Bu belirtiler görülmüyorsa astım kontrol altında demektir”
Dr. Kantarcı, astım hastalığının kontrol altına alındığını gösteren belirtileri şöyle sıraladı:
“Gündüz astım yakınması bulunmaması; gece astım nedeni ile uyanmama; hastalığı tedavi eden ve kontrol altında tutan ilaçları kullanırken ayrıca hızlı etkili nefes açıcı ilaçlara ihtiyacının olmaması; nefes ölçümlerinin normal düzeyde olması; günlük işlerin engellenmeden yapılabilmesi”.
Dünyada ve ülkemizde bu hastalığın tedavisi ile ilgili gereken her türlü ilacın bulunduğunu hatırlatan Dr. Kantarcı tüm çabalar ile astımı tamamen kontrol altında olan hasta sayısının arttığını ancak halen istenen düzeyde olmadığını ifade etti.