Spor Toto 1.Lig'e 2017-2018, 2018-2019 ve 2019-2020 sezonlarında ambargo koyan, sırasıyla Erzurumspor, Gaziantep FK ve Hatayspor'u Süper Lig'e çıkartan, alt liglerde de daha önce Alanyaspor ve Kartal'da şampiyonluk yaşayarak 5 kupa kazanan Mehmet Altıparmak, çok özel açıklamalar yaptı.
Tecrübeli hoca; 1.Lig'in şifresinden, Türk futbolunun sorunlarına, Fenerbahçe, Galatasaray ve Arda Güler'den, Stefan Kuntz'a kadar birçok önemli konuya değindi. Altıparmak çarpıcı itiraflarıyla da ses getirecek bir röportaja imza attı. Şimdi söz Mehmet hocada...
'PROJESİ OLAN TAKIMA GİTMEK İSTİYORUZ'
Yaklaşık 1 senedir takım çalıştırmıyorsunuz hocam. Neler yapıyorsunuz, çalışmalarınız devam ediyor mu? Türk futboluna bu pencereden bakmak nasıl?
"Açıkçası dinlenmeyi kendimiz istedik. Uzun bir süre çok yoğun çalıştık. Üç sene üst üste kazandığımız şampiyonluklarda yarışlardaki stresi, onun öncesinde sürekli yoğun tempo çalıştık derken insan psikolojik olarak yoruluyor. Sezon başında böyle bir karar aldık. Ağustos ve Eylül aylarına doğru yurtdışı seyahatimiz oldu, oyuncu keşfetmek amacıyla. Çok kaliteli genç oyuncular var dışarda, portföyümüzü genişlettik. Afrika'da birkaç hocamızı yolladık, orada kaldılar, orada iyi oyuncular var. Sonrasında maçları izledik, analiz yaptık, yeni gelişmeler var mı yok mu onları gördük. Açıkçası son dönemde yavaş yavaş takımlar da gelmeye başladı. Ama biz projesi olan takıma gitmek istiyoruz. Yavaş yavaş kendimizi hazırladık. Olursa bu dönem, olmazsa seneye bir projesi olan bir takımda başlamak istiyoruz."
'LİGDE KALSIN DENEN TAKIMI ŞAMPİYON YAPTIK'
Üst üste üç sezonda Erzurumspor, Gaziantep FK ve Hatayspor’u Süper Lig’e taşıma başarısı gösterdiniz. 1.Lig'in şifresi sizde hocam. Nedir bu şifre?
"Aslında şifre diye bir şey yok. Şampiyon olduğumuz 3 takımda da başkan ve yöneticiler her şeyi bize bıraktılar. 14. sırada Erzurum'a gittik, oradan şampiyon olduk. Gazişehir'e gittik, 11. sırada aldık, oradan şampiyon olduk. Hatay'a gittiğimizde liderdi, ama 8-10 puanlık fark 3 puana inmiş, düşüş başlamıştı, ordan yeniden çıkışa geçip şampiyon olduk. En önemli şey yönetimler hep arkamızda durdu buralarda. Erzurum için ligde kalmak hedefti, play-off yarışına girdik, bir maç kaybettik, taraftar tepki gösterdi. Ya biz geldiğimizde takıma 'ligde kalsın yeter' deniyordu. Sonrasında toparladık, şampiyon da olduk. Gazişehir'de de benzer şeyler oldu. Ortak özellikleri bu üç takımın da uzun süredir şampiyon olamıyor olmasıydı. Erzurum'la, Gazişehir'i yendik, sonra Gazişehir'le, Hatay'ı devirdik, önce onları üzdük, sonra onları da çıkardık."
'ALANYA'NIN TEMELİNİ TANER SAVUT'LA BERABER ATMIŞTIK'
Gaziantep ve Hatay'da çalıştınız. Maalasef depremden en çok etkilenen iller oldular. Oradaki eski tanıdıklarınızla görüştünüz mü?
"Çok arkadaşımızı kaybettik. Ankara'ya getirdiğimiz çok kişi oldu, mümkün olduğunca yardım etmeye çalışıyoruz. Çünkü bu insanlık vazifesi. Türk halkı birleşince neler yapabileceğini gösterdi. Artık manevi olarak da depremzedelerin çok ihtiyacı var. Allah kalanların yardımcıları olsun. En son Taner Savut'un cenazesi vardı. Biz bugünkü Alanyaspor'un temelini beraber attık. 2.Lig'de beraber çalıştık, uzun süreli planlar yaptık. Allah rahmet eylesin. Hayat böyle bir şey. İnsanları çok kırmamak lazım, gideceğimiz yer belli. Gittiğimiz yerlerde de hep 'Doğru, dürüst, düzgün iş yapalım' diyorum. Türk futbolu şu anda çok kötü yönetiliyor. Futbolun paydaşları olarak hepimizin yeniden dizayn edilmesi gerekiyor. Futbolumuz dibe vurdu."
'ARTIK TRANSFERLERİ YÖNETİMLER YAPIYOR!'
Sezon başı aldığınız takımla sezonu bitiremiyorsunuz... Bir tek Alanya'da bitirdiniz sanırım. Sebebi nedir? Farklı hocaların transferleri ve yüklemeleriyle takım çalıştırmanın zorlukları neler? O takımları şampiyon da yaptınız çünkü. Bu denge nasıl?
"Alanyaspor'u kendimiz kurduk, şampiyon yaptık. Öyle takımımız da var. Erzurum'a devre arasında gittik. O takımı biz kurmadık ama devrede biz dizayn ettik, bizim takımımız oldu. Gazişehir'de de benzer oldu, gittikten sonra oyuncular yolladık, oyuncular aldık yine bizim takım oldu. Bir tek Hatay'da transfer şansımız olmadı. Ama zaten iyi bir takım vardı. Karakterli grup vardı, iyi bir birliktelik yakaladık. Şehirle de iyi birlikteliğimiz oldu. Onlardan sonra diğer takımlarda bazı şeyler istediğimiz gibi olmadı. Türkiye'de artık transferi yönetimler yapıyor, sonra hoca geliyor, çalışıyor, sıkıntıyı yine hoca çekiyor. Bu süreçte bunları çok gözlemledik, o yüzden projeli takıma gitmek istiyoruz. 4-5 haftada mucize bekliyorlar. Arkamızda duracak yönetim olursa biz bunu 3 kere Süper Lig'e takım çıkararak, 2 kez de alt liglerde şampiyon olarak yaptık, yine yaparız."
'BAŞKAN, PENALTICIYA, FRİKİKÇİYE KARIŞIYORDU!'
Başkan takımın içine tam olarak nasıl karışıyordu?
"İşte penaltıyı bu atmayacak, frikiği bu kullanmayacak gibi cümleler. O zaman benim orada olmamın mantığı ne? Çok zevk aldığım, çoğu oyuncusuyla görüştüğüm bir kulüp. Orada daha önce de çok böyle olay yaşandı. Artık orada alışkanlık haline gelmiş bu durum. Samsun'a gittik, zaten benden önce 14-15 transfer yapılmıştı. O kadro da yetersizdi, biz 4-5 transfer daha yaptık. Samsunspor çok büyük bir camia, iyi bir camia. Taraftar ve tesis olarak da çok iyiydi. Ama şampiyon olacak yeterli kadro yoktu. Fofana ile Osman'ı biz aldık, onlar hâlâ devam ediyor. Mesela Kocaeli de çok büyük camia. Ama yönetim orada çok dışarıyı dinliyor, kendileri transfer yapmak istiyor, olmuyor. Kadro dışı istedik, yönetim o reaksiyonu almadı. O zaman bizim orada durmamızın mantığı yok. Bizim doğrularımız olmadığında biz ayrılıyoruz."
'KOSKOCA KULÜP MENAJERLERİN ELİNE KALMIŞ'
3 kupalı hoca neden Süper Lig'de çok kısa sürelerde görev yaptı?
"Bunun bizimle çok alakası yok. Gençlerbirliği süreci yaşadık mesela, tam her şeyi düzelttik, transferler yapıldı, sakatlar düzeldi ama orada da yönetimle alakalı başka problemler çıktı. Biz o kulübün çocuğuyuz, orada yetiştik. Zarar görmesinler diye mecburen biz ayrılmak zorunda kaldık. Rahmetli İlhan Cavcav bizim babamız gibidir. O kulübe zarar verme gibi durumumuz olamaz. Transfer gerekiyordu ama ne yazık ki koskoca kulüp birkaç menajerin eline kalmıştı. Ne yazık ki onlar küme düştü. Kasımpaşa'da işte az evvel söyledim, müthiş hava yakaladık, Trabzonspor'u Trabzon'da 3-1'den gelip 4-3 yendik. Maç içindeki hamlelerimiz falan çok iyiydi. Maçtan sonra Başkan, 'İşte o penaltı atmasın, bu frikik atmasın" dedi, kabul etmedik sonra da 'Yollayın' demiş işte, öyle ayrıldık. Şu anda Türkiye'nin birçok yerinde Başkan ve yöneticiler, transferi yapıp sonra hoca alıyorlar. Ya da getirilen hocaya 'Transferi biz yapacağız' deniyor. Artık başarıya başarısızlığa bakan yok. Tüm transferler ikili ilişkilere bakıyor."
'TEKNİK ADAMLARA KIZIYORUM, HOCA GİTMEDEN GÖRÜŞÜLÜYOR'
"Bir takım yapıyorsunuz, 10 haftada herkes 30 puan istiyor. Mümkün mü ya? Öyle olsa Fenerbahçe o paralara hep şampiyon olur. Bak yıllardır şampiyon olamıyorlar. Mesela biz şampiyon oluyoruz, lige çıkıyoruz 'Aaa harika hoca, müthiş hoca' deniyor. Orada 5 haftada istenen sonuçlar alınmayınca 'Kötü hoca, istifa' oluyor. Ee ben aynı hocayım aslında. Belki yönetim kötü, paralar ödenmiyor belki. Ama fatura bize kesiliyor, hemen hoca değişiyor. Ben burada teknik adamlara kızıyorum. Bir takım kötüye gitmeye başladığı zaman hemen o takımla ilgili çalışmalar başlıyor, ikili ilişkiler falan devreye giriyor. Daha hoca gitmeden anlaşıyorlar, ayrılınca da direkt açıklanıyorlar. Bunlar aslında çok ayıp şeyler. Beni hocası olan takım aradığı zaman 'Hocanızla ayrılırsanız görüşürüz' diyoruz. Ama maalesef biri gitmeden, yeni hoca belli oluyor."
'YABANCILAR PROFESYONEL, TÜRKLER SİSTEMİ DELMEYE ÇALIŞIYOR'
Süper Lig, 1.Lig, 2.Lig... Bu kademelerde çalıştınız, havaları soludunuz. Bu ligler arasında ne gibi farklar var? Buna bağlı olarak 2.Lig'de hiç, 1.Lig'de de az sayıda yabancılarla oynuyorsunuz. Yabancı futbolcuları kullanmak oyunu, sistemi rahatlatıyor mu? Yabancılarla, Türkler arasındaki farklar nedir?
"Tek fark profesyonellik. Yabancı oyuncular inanılmaz profesyoneller. Sadece işlerini yapıyorlar. Çünkü onlar futbola başladığı zaman bunu öğreniyor. Onların sistemlerinde bu var. Yabancı oyuncu sen ne dersen onu yapmaya çalışır. Bizim oyuncularımız tam tersi sistemi delmeye çalışır. İki saat izin verirsin, mırın kırınla gelirler. Hiçbir yabancıda bunu göremezsin ama... 16-17 yaşında çocuk çıkıyor, 'Off Messi gibi, Ronaldo gibi' deniyor. Dünyada bitti, bizde çıkmaya başladı Messi ve Ronaldo'lar... Neticesinde o yaşta bu profesyonelliği de veremiyorsun oyuncuya. Çünkü senin söylediğin söylemler profesyonellikle alakalı şeyler eve gittiği zaman bitiyor. Çünkü orada sadece pofpoflama var. Çok çabuk yeriyoruz, çok çabuk göklere çıkarıyoruz. Yabancıda ise direkt iş ahlakı var."
'ALTYAPI PARASI YOLLANIYOR AMA DENETLENMİYOR MU BUNLAR?'
Altyapı konusunda da benzer ikilemleri yaşıyoruz. Genç futbolcular çıktığı zaman çok seviniyoruz, taraflı tarafsız herkes o genci sahipleniyor. Ama altyapı konusunda Avrupa'ya göre çok gerideyiz. Neler yapılmalı?
"Kulüplerin altyapı tesislerini görsen şaşırırsın. Kocaelispor kocaman camia ama üstyapının tesisi yok ki altyapının tesisi olsun. Samsun, Gençlerbirliği, Kasımpaşa'nın güzel mesela ama çok az sayıda. Süper Lig'de Karagümrük'ün antrenman tesisi yok daha. Federasyonun buna el atması lazım. Federasyon altyapı parası yolluyor kulüplere ama o paralar başka yerlere harcanıyor. Ya denetlenmiyor mu bunlar? Böyle bir ortamda da altyapıdan oyuncu çıkması çok zor. Büyüklerin altyapısında iyi oyuncular var, çıkabilirler yukarılara ama zaten tesisi olan takımlar bunlar. Diğer kulüplerde de ne cevherler var, kayboluyorlar."