Can Ata Kıraç

Ankara Etimesgut'un o senelerdeki adı Atatürk Orman Çiftliği olan bölgesinde, 22 Mayıs 1927 tarihinde dünyaya gelen Can Ata Kıraç babasının ‘kuru ziraat’ alanındaki hizmetleri doğrultusunda Gazi M. Kemal tarafından bu soy ismi almıştır. Ziraat mühendisi bir babanın evladı olan Kıraç, ayrıca ismini de Atatürk’ten almasıyla kendini ‘iki şekilde ödüllendirilmiş’ olarak tanımlamaktadır. Çocukluk dönemini babasının mesleği gereği Eskişehir'in çiftlik atmosferinde geçiren Kıraç, toprakla iç içe olduğu bu yılların etkisiyle üniversite eğitimi seçimini de aynı alandan yana yapmıştır. 1946 senesinde Galatasaray Lisesi'ndeki eğitimini başarıyla tamamlayan Kıraç, 1950 yılında ise Ankara Üniversitesi’ne girmeye hak kazanmış ve son iki senesinde Türkiye Milli Talebe Federasyonu başkanlığı yapacağı lisans eğitimini Ziraat Fakültesi'nde bitirmiştir.

Mezuniyeti ile aynı yılda Ankara'da yer alan Koç Ticaret Şirketi Otomobilcilik Şubesi bünyesinde profesyonel kariyerine ilk adımını atan Kıraç, burada yine oldukça meşhur bir iş insanı olan Bernar Nahum’la birlikte çalışmaya başlamıştır. Edebi çalışmalarına o yıllarda da devam eden Can Ata Kıraç takvimler 1952 senesini gösterirken Atatürkçü bir çerçevede kaleme aldığı makalesi neticesinde halkı isyana teşvik gerekçesiyle sanık olarak ilan edilmiştir. Başarılı iş yaşantısı ve yenilikçi bakış açısı sayesinde kariyerindeki yükselişine ve Türk iş insanları arasındaki popülerliğini katlamaya devam eden Kıraç, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi olarak geçirdiği 1960'lı senelerde ise planlı karma ekonomi yaklaşımının savunuculuğunu üstlenmiştir. 70'li yıllarda montaj sanayii ile devam eden bu basın savunuculuğunu, aynı dönem TÜSİAD'ın kuruluşunu üstlenen komite kapsamındaki çalışmaları takip etmiştir.

1987-93 yılları arasında Vehbi Koç Vakfı İdare Heyeti üyeliğini yapan Can Ata Kıraç öncesinde 1963 yılı itibarıyla ortakları arasında yer aldığı Koç Holding'in 1968 yılından sonra Otomotiv Grubu’nda hizmet vermeye başlamıştır. Yaşantısına sayısız idare ve geliştirme başarısını sığdıran Can Kıraç 1991 senesinde bu başarı yöneticilik kimliği nedeniyle Süleyman Demirel’den siyasette rol alması için davet edilse de ünlü iş insanı bu teklifi geri çevirmiştir. Aynı senenin sonlarında ise tam 41 sene gibi oldukça uzun bir vadede, üst yönetim mevkilerinde hizmet verdiği Koç Topluluğu’ndan ayrılma kararını açıklamıştır.

İş hayatı boyunca bütünleşmiş olduğu çevreden uzaklaşarak Çeşme’de emeklilik yaşantısını sürdüren Can Ata Kıraç bu esnada eşi İnci Atav Kıraç’ı kaybetmiştir. Aslı Kıraç adında bir kızı ve Ali Numan Kıraç adında bir oğlu olan Can Kıraç aynı zamanda torunları Yasemin ve Can Ata’nın anneleri olan Ebru Kıraç’ın da kayınpederidir. İş hayatının aksine aile yaşantısını sakinlikle sürdürmekte olan Can Kıraç daha ziyade sanatsal, özellikle de edebi başarılarıyla gündemdeki yerini korumaktadır.

Mehmet Gündem tarafından kaleme alınan Can Ata Kıraç Antika Adam ve Can Kıraç Eldivensiz Adam isimli 2017 baskılı kitaplarla hayatı yakın mercek altına alınan Can Ata Kıraç aynı zamanda 2013 senesinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden fahri doktor unvanı almaya hak kazanmıştır. İş hayatının sanat hayatıyla iç içe başarılara sahne olduğunu ve deneyimlerini çok yönlü bir bakış açısıyla harmanlayabildiğini Anılarımla Patronum Vehbi Koç isimli çok satanlar listesindeki kitabıyla açıkça göstermiştir. Farklı eserler kaleme almaya devam ederken şiir ve resim gibi farklı güzel sanat dallarına da yoğun bir zaman ayıran Kıraç, çeşitli sohbetlerle fikir ve anılarını aktarmaya devam etmektedir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri