Adana'da gerçekleşen olayda, sanık, mağdur kişinin istememesine rağmen sürekli olarak mesajlar atarak huzurunu bozdu. Mahkeme, sanığı "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçundan 1500 TL adli para cezasına çarptırdı.
Sanık, yasal unsurların gerçekleşmediği ve olay tanıklarının dinlenilmediği iddialarıyla yerel mahkeme kararını temyiz etti. Ancak Yargıtay, yapılan yargılama sürecinin usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek mahkeme kararını onayladı. Yargıtay'ın bu kararı, sürekli rahatsızlık veren eylemlerin cezalandırılması adına önemli bir adım olarak kayda geçti.
Eylemin süreklilik arz etmesi ve mağdurun şikayeti üzerine başlatılan yasal süreç, özellikle dijital dünyada kişisel hakların ihlali konusunda emsal bir karar olarak öne çıktı. Yargıtay, toplanan delillerin ışığında sanığın suçlu olduğuna ve mahkumiyet kararının doğru olduğuna karar verdi.