Mustafa Uğur, 16 yaşında Gaziantepspor'da futbol oynadığı dönemde Ümit Milli Takımı'na seçildi. Yanık sesi ve müzik aşkı, onu futbol sahalarından sahnelere koşturdu.
HABER DEVAM EDİYOR
1995 yılında çıkardığı albümündeki 'Ölmem mi' türküsüyle büyük bir şöhret yakaladı. Özellikle de magazin-futbol programlarının revaçta olduğu dönemde sık sık ekranlarda boy gösterdi.
HABER DEVAM EDİYOR
İLK ALBÜMÜ 10 YAŞINDA ÇIKARDI
Mustafa Uğur'un müzik serüveni aslında daha çocuk yaşlarda başlamış. Uğur, "10 yaşındayken, Gaziantep'te Türk Halk Müziği Ses Yarışması'na katıldım. 600 kişi içerisinden Güney Anadolu bölge birincisi oldum. Abdülkadir Aksu o dönem Gaziantep valisiydi, ödülümü de kendisi vermişti. O dönemler müzikte çocuk furyası vardı. Küçük Emrah ve Ceylan'ın olduğu bu dönemde, 'Evli mi, bekar mısın?' isimli bir albüm çıkardım. Ancak babam rahmetli olunca ailemin yanına Gaziantep'e dönmek zorunda kaldım" dedi.
HABER DEVAM EDİYOR
Memleketine döndükten sonra futbola merak saran şarkıcı, Gaziantepspor'un seçmelerine girdiğini söyledi. Gaziantepspor'un genç takımına dâhil olan Mustafa Uğur; "16 yaşında Süper Lig'de oynamaya başladım. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'a karşı sahaya çıktım. Joker gibiydim, hemen hemen her bölgede oynayabilmemin yanı sıra da çok da hızlıydım. Okullar arasında yapılan 100 metre koşu yarışmasında 11.06 derecesiyle Türkiye ikinciliğim vardı. Performansım beğenilince Fatih Terim beni Ümit Milli Takımı'nın kadrosuna dâhil etti. Bulgaristan maçında da şans verdi. Yılmaz Vural ve Raşit Çetiner ile de çalıştım" ifadelerini kullandı.
HABER DEVAM EDİYOR
Mustafa Uğur, Gaziantepspor'dan sonra Denizlispor'a kiralık olarak transfer olmuş. Orada Fenerbahçe'nin eski futbolcusu ve teknik direktörü İsmail Kartal ile takım arkadaşlığı yapan Uğur'un yolu, sonrasında Kahramanmaraşspor'a düşmüş.
HABER DEVAM EDİYOR
Müzik tutkusunun içinde ukte kaldığını söyleyen şarkıcı, Kahramanmaraşspor'da top koştururken bir gecede futbolu bırakıp Unkapanı'na geldiğini anlattı: Futbolu bıraktığımı anneme söyleyemedim. 14 kardeştik. Babam vefat etmiş, ağabeylerim okuyor, kısacası aileme ben bakıyordum.
Bağlamamı aldım yola çıktım. Arif Sağ'ın müzik okuluna kayıt oldum. Derslere girerken, bir yandan da albüm çıkarmak için yapımcıların kapısına gidiyordum.
Beyoğlu, Yeşilçam Sokak'ta bulunan bir otele gittim. Resepsiyondaki kişiye bir ay kalacağımı söyleyince 'Ne iş yapıyorsun?' diye sordu.
HABER DEVAM EDİYOR
"İBRAHİM TATLISES İLE AYNI ODADA KALMIŞIZ"
Ben de 'şarkıcı olacağım' diye yanıt verdim. Otelin sahibi, 'İbrahim Tatlıses ile Ferdi Tayfur da İstanbul'a geldiğinde bu otelde, 201 numaralı odada kaldı. Aynı odayı sana vereceğim sen de şöhret olacaksın' dedi.
HABER DEVAM EDİYOR
Kısmet işte; benim alt katımdaki odada da İbrahim Tatlıses ve Müslüm Gürses gibi birçok müzisyene şarkı yazan Tahir Peker yaşıyormuş. Onunla tanıştım.
HABER DEVAM EDİYOR
"AZER BÜLBÜL ELİMDEN TUTTU"
Azer Bülbül ile karşılaşmasının hayatını değiştirdiğini sözlerine ekleyen Mustafa Uğur; "Param bitmişti. Yaklaşık bir aydır yapımcıların peşindeydim. Türkü barlarda sahne alıyordum pek para kazanamıyordum. Param olmadığı için de iki gün sonra da otelden ayrılmam gerekiyordu. Unkapanı'nda bir elimde tost, bir elimde bağlama düşünüyorum, 'ne yapacağım?' diye. Kahramanmaraşspor'dan tebligatlar yağmış bir yandan. 'Olmayacak galiba' derken, karşımdanki kapıdan Azer Bülbül girdi. Hemen yanına gittim, yardım istedim. Beni yönlendirdi. Celal Bağlan, Hasan Çelik ve Yusuf Akpınar üçlüsüyle tanıştım. Klip Müzik isimli firmadan 'Ölmem mi' albümün çıktı" ifadelerini kullandı.
HABER DEVAM EDİYOR
"ALBÜM 3 MİLYONDAN FAZLA SATTI"
Albüm için yapım şirketinin büyük bir yatırım yaptığını belirten şarkıcı, "100 - 200 bin dolar değil. Milyon dolarlar yatırıldı. 'Ölmem mi' şarkısı da patladı. Albüm resmi olarak 1.5 milyon sattı denilse de yaklaşık 3 milyondan fazla sattı. Maddi ve manevi olarak güzel geri dönüşü oldu" diye konuştu.
HABER DEVAM EDİYOR
ÜÇ ÇOCUK BABASI
Üç çocuk babası olan Mustafa Uğur'un, Almanya - İstanbul arasında bir hayatı varmış. Ailesiyle Mannheim şehrinde yaşayan türkücü, müzik çalışmaları için sık sık Türkiye'ye gidip geliyormuş.