Pek çok esnaf, yüksek faiz oranlarının dayanılması güç bir hal aldığını dile getiriyor. Döviz kurunun geçmişte ani yükselişleriyle birlikte artan borçlar karşısında bile ayakta kalmayı başaran Gaziantep ekonomisi, bu kez ümitsizlik içerisinde. Belli ki yüksek faizler iş yapma azimlerini köreltiyor. Esnaf ve iş adamları artık bu duruma göğüs germekte zorlanıyor ve olası sonuçları tartışıyor. Bir iş yerinin satılması durumunda, yatırılan faizden elde edilecek kazancın, işletmenin devamlılığına göre daha cazip hale geldiğini anlatıyorlar.
Gaziantep'te ekonomi çevrelerinde dolaşan sohbetler, artık yatırımların yerine faiz gelirlerinin tartışıldığı noktaya kaymış durumda. Fabrika, tarla, bağ, bahçe çalıştırmak ve kiracılarla uğraşmak yerine, satış sonrası kazançla faiz geliri elde etmeyi düşünenlerin sayısı da artıyor.
Biz yıllardın Gaziantep estafı ve sanayisi olarak ne krizler atlattık. Bir gece borçlarımız iki katına çıktı döviz yüzünden ama yıkılmadık. Çalıştık. Fakat bu seferki diğerlerine benzemiyor. Esnaf ve iş adamı kendi arasında konuşurken hep aynı sohbet dönüyor. Fabrikayı, dükkanı, tezgahı satsam misal 20 milyon eder. Faize koysam 800 bin aylık gelirim olur. Evim var. Arabam var. Yediğimi yerim. Kalanı paranın üstüne eklerim... Ya da 5 evim var, kiracıyla uğraşıyorum. 4'ünü satsam aylık 200 bin faiz. Kiradan 50 bin alıyorum. Ev eskidi, boyası gitti, kiracı kirayı ödemedi derdi de yok...
Ekonomistler ise yüksek faiz oranlarının işletmelerin zararına ve Gaziantep ekonomisinin çöküşe gitmesine neden olabileceği konusunda hemfikir. Şehrin imarını eğer bir şey yok ederse, o da faizin yüksek oluşudur. Ancak pek çok kişi, iş yerlerini, fabrikalarını satarak bu yolu tercih etmekten kaçınıyor. Çünkü onlar için çalışanların geleceği ve işsizlik sorunu daha büyük bir kaygı.