8.Şubat Gaziantep için onur günüdür. Çünkü, ona dünyanın en anlamlı sözcüğü armağan edilir. Antep olur; Gaziantep... Bu ünvanın anlamı büyük. Bu ünvan çok değerli, bu ünvan bize, levhalarda süs olsun diye verilmedi...
Bu kent; Antep'lilerin direnişi sayesinde, Kurtuluş Savaşına ilham oldu. Gazilik adını almamız öyle hiç de kolay olmadı.
Hala dış destekli, hatta bize dost gibi görünen birçok ülkenin desteklediği ve sürekli lojistik yardım yaptığı terör örgütlerine karşın, Türkiye Cumhuriyet'i mücadele veriyor. Düşmanlarımız zamana uygun tavır ve mekan değiştiriyorlar. Bugün yine teröre karşın kahraman güvenlik güçlerimiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bizi sınır ötesinde bile koruma savaşı veriyor. Aslında bu savaş zaman zaman durmuş gibi görünse de su uyumuş, düşmanlarımız uyumamıştır...
Yine bugün çok ilginç bulduğum bir Gazi Mustafa Kemal Atatürk anısı anlatacağım... Bir aralık, Bursa'da özdeş baloda dans eden çifte dikkatle bakar Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Danstan sonra yanına çağırtır. İki genç de pek heyecanlılardır. Aynı yaşta olan gençlerden önce genç kıza hangi okulda okuduğunu sorar. Genç kız, bir yabancı okulun adını söyler. Delikanlı da, ona benzer başka bir okulun öğrencisi idi.
Atatürk, ünlü sorularına başladı; "Sakarya Savaşı ne zaman oldu? Ulusal savaşım kaç evre sürmüştür? Türk devrimlerinin temeli nedir?
Çocuklar kem küm ederek, "Pek iyi anımsayamıyoruz?" filan deselerdi, belki de sorun çıkmayacaktı. Ama kız " Efendim, bize okulda yalnız Fransız Devrimi'ni okuttular, Türk Devrimi'ni hiç okumadık" der demez,
Atatürk'ün güleç yüzü birden değişti. Ancak, o an için hiç bir şey demedi.
Çevredekiler, büyük bir fırtına bekliyorlardı. Atatürk tersine, sessiz kaldı. Sonra, bir nedenle, kızla delikanlıyı yeniden çağırttı, ama bu kez buluşma büfede oldu.
Uzaktan bakanlar, Atatürk'ün güler yüzlü bir çifte gönül okşayıcılıkla davrandığını sanıyordu. Oysa o, delikanlı ile kıza şunları söylüyordu;
"Bütün şenlik ve bayram, ulusal savaşım ve Türk devrimlerini yapanların, ya da bunlarda bir ölçüde çaba ve özveri payı olanların hakkıdır. Siz, o eylemlere katılmamış olabilirsiniz; yaşınız buna elverişli değildir. Ama bu işi yapmış olanların arasına girebilmeniz, onlar gibi eğlenebilmeniz için, en az, o işlerin nasıl yapıldığını da kesinlikle ve ne olursa olsun bilmelisiniz..."
Emir subayına döndü;
" Bayanla, bayı evlerine götürsünler " dedi; " derslerine çalışacaklarmış..."
( Rıza Ruşen Yücer, "Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra", 1947 s 14; alıntı yaptığımız kaynak Sami N. Özerdim, "Atatürkçünün El Kitabı", ADD yayını, Ankara 1996, s 253)
Yabancı kültürleri okuyup, Türk devrimlerine dudak büken aydın bozmalarına sanırım küçük bir gönderme gibi oldu bu yorum... Hepimizin kendi öz değerine sahip çıkma ve koruma gibi sorumluluklarımız olduğu da hiç bir zaman unutulmamalı...
Hepimizin dersine iyi çalışma gibi bir dersimiz olmalı sürekli..., Kurtuluş Savaşı, Türk devrimleri, 8 Şubat Gaziantep'e Gazilik ünvanın verildiği tarih gibi... Yaşadığımız toprakların bize nasıl Vatan edildiğini hiç unutmadan... Galiba buna mecburuz da!!!
Yoksa bize başka tarihleri, başka devrimleri ders diye okuturlar!!!